EŞK
Eşk ile dolan gamzeler, kırık kadehlere dönüşür...
Lâkin; aşka intikal eden her çehre âb-ı hayât içmiş gibi can bulur... Bilâkis; semâdan teselli için kamer de inse ol dil-i bîmâr sanma ki handân olur... İbrahim Halil MANTIOĞLU |
Mehtap, geceye aşkını fısıldar
Gökyüzünde yıldızlarla dans eder
Gönül, sevgilisinin izini arar
Aşkın büyüsü kalpte ateşlediğimiz birer meşaledir
Kırık kalplerin yaprakları düşer
Rüzgar, aşkın hikayesini taşır
Bazen sevinç, bazen hüzün büyür
Kalpte yazılan aşk, zamanla kalbe nakış nakış işlenir
Gözlerin birer güneş gibi parlar
Sevgilinin adı dudaklarda melodi olur
Kalp, aşkın ritmiyle çarpar
Zaman, sevgilinin yanında durduğunda durur
Aşkın tınısı, gecenin sessizliğinde duyulur
Yıldızlar, sevgilinin gözlerine benzer
Aşk, bir masal gibi kalpte büyür
Her dize, sevgiliye yazılmış bir aşk hikayesini anlatır.
"Eşk ile dolan gamzeler, kırık kadehlere dönüşür" ifadesi, aşkın getirdiği güzelliklerin ve sevinçlerin zamanla yaralanmışlıklara, acılara dönüşebileceğini simgeliyor. Gamzeler, yüzdeki gülümseme çizgileridir ve zamanla bu gülümsemenin acılara dönüşebileceğini ifade ediyor.
"Lâkin; aşka intikal eden her çehre âb-ı hayât içmiş gibi can bulur" ifadesi, aşkın yaşam enerjisi kattığını ve insanın ruhunu canlandırdığını anlatıyor. Aşka ulaşan her yüz, sanki hayat suyu içmiş gibi canlı ve enerjik bir hale gelir.
"Bilâkis; semâdan teselli için kamer de inse ol dil-i bîmâr sanma ki handân olur..." ifadesi, semadan yani gökyüzünden gelen tesellinin, ayın yani kamerin düşmesiyle bir kalbin hastalığını iyileştiremeyeceğini anlatıyor. Burada kullanılan "handân", sevinçli, neşeli anlamında kullanılmış, yani sema ve ayın birleşimiyle mutluluk getirmesinin beklenmemesi vurgulanıyor.