/Burda olsan kızardın mişli geçmiş zamana
Tüm geniş zamanlar için bir terkediliş tutuşturdun avuçlarıma//


Gitmişsindir hani
Tutulmuştur şiirin dili
Seni vefasız kelimeler içinde
Münkir heceler ile anmak olmaz...

Derdin ortağı külün halini sormaz
Gül belediğimiz bahçelerde dokuzoğullar vermiş analar
Kapadokya’da güzel kızlar
Güzel oğlanlar doğurmuş
Dillerinde Erciyesli bir efkar

Sancı...

Ne el ele yürüdüğümüz yollar
Ne vuslatın eşiğinde elpençe divan duran kavşaklar
Ne de seni sahiplenen bir rüzgar
Beni sormayışına etmeden ah
Unutuluşuma Bismillah...

Eylülün kanı saçlarımda
Gözlerinden özge zehir olmaz
Kaderin en dar boğazında
Adının ilk harfini adaletten ayırıp yutkunmak olmaz


Sen bir damla su ile kirpiğime asılırsın
Unutmanın bin makamı
Kıdemsiz bir vefa ile yüreğime tutunursun
Dağılır sisi vuslatın
Gün aşırı ayrılıklar duvar duvar
Kapıdan pencereden seni sormamak olmaz

Ne seni anmak kalır geriye
Ne kavgalarımız
İnanmak istediğimiz tüm masallar karını eritmiş
İklimsiz dudaklarımda senli bir zemheri
Üşüyor musun yine
Ve öksürük sesin çırpınıyor içimde hala
İşaret parmağında tütün sarısı
Göz bebeklerimde zehri bakışlarının
Kıblem sen, Kabem sen
Kırk yalana dolansın dilim
Sen beni adımla an