Kırlangıç
İçimde mavi acı, gazete kağıdında gözyaşı
Yorgun olmak bu olmalı Elimi tut Teypten aheste melodiler geliyor Kırlangıçlar ressamların senin Sadıkane inanmış insanlar İmparatorluk kurar gönül bahçelerinde Rüyalar beni sarar Perdeleri çekilmiş sokaklar Namus bekçileri taş kaldırımlarda Fiyakalı gömlekler Blue jeanler İskarpinleri ve maço sakallarını Gün boyu kömür kokusu çekmiş Soluksuz, yorgun çehreleri Mahalle kızlarını yâr etmek için Fabrika avlusunda Bazan gecekondu soluklu sokak lambasında Titreyerek şarkı söylerler Hepsi kırlangıç gözlü Maviyi kapatmış kadınlar Otobüs penceresinden süzülen yarım file Mendil kokusu mentollü İlerde Mahalle bakkalliyesi Çamurla karılmış yarı ölgün duvarlar Selam verirken yavaş geçen şoförün Tesbihine yansıyan gökyüzü Kırlangıçlar görüyor bunu Yorgun kadınların ekmek telaşını Erkeklerin kadınları arayışını Çiziyor her gün göğe Hem çizmeseydi Nasıl duracaktı gökyüzü Karanlık olurdu iki yüzü Kırlangıçlar olmasaydı Mavi renk değildi Hiçin adı Hiç olmazdı Kırlangıçlar maviyi tutuyor Mavi acının rengi biraz. Bir yudum kırlangıç Şekeri karıştırıyor Bir parça alıp Gökyüzünü boyuyor Gitme kal parmakucumda Şişli’den Galataya beraber yürüyelim Gitme düşucumdan Kainatı seyredelim |