Nazım'dan Ruhi Su'ya
Nazım’dan Ruhi Su’ya
duydum ki; toplanmışsınız büyük ozanlar toplanmışta bir sohbete dalmışsınız... eyy, Nazım, ’dört nala gelip uzak asyadan akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim’ diyorsun, mavi gözlü dev adam ’şen olası türküsü dost kokulu, dost selamı türkiye’ diyor, üstad Enver Gökçe ’ne dörtyüz aslana ne şehmuz aslana ılgınlara sazlara borçluyuz biz bu toprakları birde yavşana’ diyor o gür sesiyle bam teline basarak büyük ozan Ruhi Su gülüyor, kara gözlerle Hasan Hüseyin Korkmazgil kızılırmak çağıltısıyla acılara tutunup acıyı bal eyleyerek sıratı yol eyleyerek haziranda ölmek zor derken okuyor bir yandan da koçero vatan şiirini ard arda kaç zemheri geçti bilinmez kurt uyudu, kuş uyudu bir o uyumadı ’ben anadolu’yum derken eskitti prangaları hasretinden Ahmed Arif... yakılmak istendi yakamadılar ama o yandı madımakta otuziki can için damda deli oynatı zübük’ün ağzına verdi düdüğü yaşatamadı yaşarı kara mizaha alırken ülkemin ahvalini hep haykırdı cahillerin ne çok olduğunu Aziz Nesin... ve hepsi evet hepsi Kuvay-i milliyeyi dinliyorlar mavi gözlerinin içine bakarak o buğulu sesinden anlatırken haksızlıkları içinin burkulduğunu görüyorlar mavi gözlü dev adamın, ve hep bir ağızdan ve hep bir yürekten ve hep bir gönülden ’it ürür kervan yürür’ diyorlar koro halinde ahh... ah.. kimin içi burkulmaz ki, mavi gözlü dev adam kimin.. ahh memleketimin koca çınarları ey memleketimin büyük ozanları artık yok kalem tutan eller kürsüleri ellerinden alındı öğretmenlerimin üç etekli ak puşulu türkü bakışlı turaçlı kadınlarımız yok artık memleketimin dallarında kolon vurup hoyrat tepenler nerde o eski türküler nerde? demokrasiye özgürlüğe hürriyete aşık olan Türkiyemden kömür ocaklarındaki emekçimden hürriyet için direnen yurtseverlerden selam olsun selam olsun size koca çınarlar... Celil Taş |
bizi şiirinle ruhumuzu ilya ettin.