ŞİFRE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Muştalanmış bir yenilgi addedilen ve de zehir zıkkım olsun, diyenlere kâh nispet kâh nimet kâh dirayet saklı iken yüreğin zemininde ne de çok kordan acı açamadığı kadar yüreğini şair aşka oysaki şiar bilmiştir her dem aşkı: Ah, Rabbim bu nasıl bir curcuna nasıl bir tantana en çok da eli ekmek tutarken şair çekildiği kozası ve inziva gel gör ki gerçek âlemin ve huzurun da başlangıcı ne de olsa sır yüklüydü kâinat sırra kadem bassa da dostlar sevgi idi ekmeği şairin ve emeği şiirin alnı nasıl da pürü pak varsın olsun dolansın ayağına nice yalan nice ziyan zararın neresinden dönüldüğü kadar şair umudu ve sevgiyi pelesenk etmişken yüreğine iki cihanda da aziz olmak adına azizesi iken duyguların varsın suyolunda kırılsın testisi dünya denen o dev/asa aldatının ne de olsa yanlı bir özlemle yandaş bir umutla baş koydu şair aşkın da uleması iken şiir ve ulağı kalem, kutsal kitabın üzerine ant içtiği… Meali ölüm müydü sırdaş duyguların da cehaleti: Elkızı değildi şair varsa yoksa sevginin ümmeti Şarlayan değildi yaşam, şerre lanet okuyan da değildi Şiarı sevgi Umudun da bileşkesi Ettiği yeminlerin derbisi Elbet ruhuna giydiği asaleti. Edimler saklı idi kucağında. Eften püften değildi hem duygular kimse ruhu duymayan Aslına rücu eden varlık elbet istişarede ve içtimada Bir emir eri iken kalem Yürekte emri veren Elbet, emir büyük yerden. Asası aşkın… Kıvancı hayatın… Kıraç topraklarda salınan Kılcal damarlarında şiirin voltalar atan Kim bilir kaçıncı Cihan Harbi? Kim bilir kaçıncı nüktesi? Kim bilir kaçıncı kere koyduğu son nokta? Kaçın kurasıydı nice insan ve kumpası Öğretilerin dilemması Şairin ve sevdanın nasıl da nüktedan sevgisi Elbet sevgi idi tek hüneri Sevgi idi nüvesi Sevgi ile doluydu küfesi Azat edilesi ruhu mu? Zaten firarda çoktan… Ayıkladığı mı pirinci taşın? Yeter ki taş değmesin ayağına sevdiklerinin: Annesi anaç bir rüzgâr Batılı evrenin sadık bir nefer Atık yürekler Kirli nefesler Şükürler olsun ki: ölü idi nefsi şairin nasıl ki şiar Edinmişti umudu ve inancı Sevgiden ödün vermediği kadar kutsaldı Yaşadığı toprakları değişir miydi? Hiçbir şeyler uğruna? Huda’nın eseri sevgi Aşkın nimeti Ruhuna yağan cihanın nuru Cahil cesareti ile de çocukluğundan beri Dolu dolu sevmişti mademki Matemi ile ördüğü mabedi Ve eşlik eden duvarları Lakin en kutsal hazinesi duaları En çok da annesinden aldığı güç Er geç Sunumu ile eşlik etmemiş miydi İlahi Güç? Tezat iklimler. Ve o kesif sessizlik Aşkın umresi Acının her sekmesi Yalnızlığın sekmendi Sonsuzluğun da sönmek bilmeyen feri Ve işte alametifarikası Ruhun ve bedenin ve yüreğin seferberliği Yine de azat edilesi bir ruh saklı idi İçinde ve dışında nice tehlike Pürü pak alnı Bazense salkım söğüt misali duyguları Aşkın neşri Sevginin nesri Ve her şeyden çok sevdiği yazdığı şiirleri Elbet lafügüzaf Çünkü şair sonsuzluğa zimmetliydi Sancılı bir ömrün dinmeyen vardiyası Şair yürüdüğü kadar Hakkın yolunda sevgi Uğruna Çözemediği bir şifre olsa da yüreği… |