İncir ağacı...
Beklemek
Gölge altlarına sürülmüş atlar gibidir Vuslat bırakmak seni hasretinle yerinde Çaresiz bir ölüme dudakken Saatin yarım yarım pay edilmiş o dudaklarından mahkum olmak Yutkunurken bir sılada Tekerlemeler ile bir vecizeyi aşkla Sana bakmak yağmurdan ıslanmaktır Mavi bir izzete inanmaktır sana aşık olmak Kırlangıçlar tutsaklığa elveda gibiyken Kabirlere vurulmuş solucanlar Eşeleyin toprağımda Özgürlüğün vurulmuş yanaklarına Şemsiye de eğilen gözyaşlarıyla Kaktüs kalmak bazen çölün ortasında sana Kuytuda kelimeler ölmüş kelebeklerin tırtılkenki yürüyüşü gibi Korkular perde perde üzerimde Sana korumak korkudur Örtüler gözlerim soluklanmış yeşillere Kaptan gibi bir duada bir mum Gözlerin kurgudur Hangi çizgi filme sığdırır dokurum seni Bilmiyorum Sözlerin unutkanlık verir inaniyetine Bir balkonda düşe dura Eteklerindeki kabil’e elveda Vesileyle hırçın kalır dudakların yine İhanetine uyuyorum yine Şimdi kaç vızıltı değmiştir dilinle Şaş kalırım gözlerinin viranesine Bulutlar gibi beyaz Kara bir karga kışlası vurunca dimağına Ah O kargalar hayallerindeki ben’i Saklarken sevişmelerinde Bir kibrit çöpüyle ölürken mumlar Gaibtir aklımın davetiyesi sana Gezgin imgeler... |