Dilin HafızasıSen var ya arkadaş; Güncesinden uzak düştüğün Çocuksu gülüşünü özlüyorsun nicedir Giz kuşanan pusatsız sözcüklerin kefareti bundan Bilinir ki; Vakti yok talan edilmiş sevinçlerin, aşkların ve düşlerin Coğrafyası yok Mili yok İzanında balansı hiç yok … Gözlerin aynası Yüklendiği paradoksu kanarken Acıyla bilenmiş dilin hafızasında Çarmıha gerilen kavramları yoklarsın Bundandır ki arkadaş; Parmaklarının ucundaki kızıl ezgiler Fanatik sus emrine Yasası ilkel sansüre hep kafa tutar Meydanlara dökülür anarşist imgelerin Ve yara almış kalplerin atlasına Büyütmeyi beceremediğimiz çocuk çehreleri çizer Erdal gibi Ali İsmail gibi Berkin gibi Ve buzluklara gömülen kimliksiz çocuklar gibi... İşte o vakit; Hüznün anatomisi kırbaçlanır anaç avuşlarında Çünkü, tandır ateşinde pişen düşlerin gölgesinden Munzurun serinleten gizeminden Irak düş(ürül)müşsündür çoktan Ve y/anarsın bir başına Yanarsın bedbaht Bir mum erimesi kadar sessiz Onurlu, ama kimsesiz… H. Korkmaz, (!) 2019 Sthlm |
Ve öfkem
zanından önce gelen ölüm kadar acı
vaktinde gömülmeyen bedenler kadar
masum
kınında durmayan gözyaşlarım kadar
aceleci...
Sendin o şair duyguların arafında bırakan...