Şavkıyan notalarla caz'ibeli ivmelerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Fınlay donovan’dan hareketle
Gizem Merak Eglence Taze bir yaprak gibi düştün gözünden dalımın Canlı ve yeşilken .. Dört nala donup kaldım Görsen nasıl yolcu oldum kendimin arka sokağına Kum döktü geçmek bilmeyen sancılı saatler Koyu kumral akşam sonunda elim tetik korkuluğundayken O gece adaların ışıklarıyla bir olup adeta yayından fırlayan ok gibiydin Gerilimi yüksek alev olup Yaktın düştüğün yeri. dokuz kere yutkundum çektim tetiği umut çelikti işlemedi kurşun.. Çok çekici bir uzaklıktı bizimkisi Pencereye akseden kendi gölgemle baş başayken Taş sütunun gölgesi vurdu da soluma Reddettim iyiliği istemedim gölgeyi iki iradeden hangisiydi bizimkisi ... Kuşlar çubuk tarçın bilekleriyle gökyüzünde lale bahçesiydi o sabah Neşeli sinyaller Sevgi bağlantısını güçlü kurmuştu.. Eyyam-ı bahur sıcağı çökmüş şehre Caz kaplı bulutlardan blucin mavisi notalar yağıyordu... Su serpiliyordu çiçeklerin içine Doğudan öyle bir ağıt y’akıyordu ki müzik Batana kadar adeta esmere döndüm şavkıyan notalarından Harman olmuş çoklu ritmini tasvir edemem melodinin Yine bir gün gölgemle başbaşayken Üç ¤¤¤ düğmeli Ceketini Tahtaya yazılı Tüm sözlerini bıraktın Mavi göğün altında İlaç gibi Endikasyonu neşe içeren bir Heyecanla R’aylarıni ardımda bırakıp tedbirli tren sevinciyle gittin.. Rumeliden geçerken... |