KARA ZURNA (82)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Sevgili okurlar,
Geçen pazar “Uygarlık ve rezillik bir arada” başlıklı yazımda hem Cem Mansur yönetiminde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın çok başarılı konserini paylaşmış hem de Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) “ruhunu yitirdiğine” ilişkin eleştirilerimi sıralamıştım. Ben bir dokundum, binlerce “ah” işittim. Okurların çoğu yakınmalarını, eleştirilerini söyledikten sonra, “Zaten ben artık oraya adımımı atmıyorum”, “Artık gitmiyorum” diye bitiriyordu mektuplarını. Yanlış. Son zamanlarda çok revaçta: Kurumlara yönelik eleştiriler, “Kahrolsun, lanet olsun, ben yokum, ben küstüm” diye sonlanıyor. Buna bir pire için yorgan yakmak denir bizim kültürümüzde. Tam tersine, beğenmediğimizi değiştirmeye çalışıp daha çok sahip çıkmalıyız kültür ve sanat kurumlarına. Unutmayın: Sizin terk ettiğiniz alanı, hiç istemediğiniz başka güçler dolduracaktır.“( Sayın Zeynep Oral’ın 3 Eylül Pazar günki Cumhuryet Gazetesi’ndeki köşesinde yayınladığı „YİNE AKM ÜZERİNE adlı yazısının ilk iki satırından alıntıdır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
Zeynep Abla evet,
hem fikirim seninle; “Ben yokum!” demek, -eş anlamı- “ ben bokum!”dur bence! Başka açıklaması varmı? Vazgeçmek, küsmek, kendini yok saymak, deve kuşu gibi başını kuma sokarak; Duymamak, görmemek düşündüğünü söylememek; "Ey Kuş beyinli ama öbür yanın dışarıda!" “Oysa düşünüyoruz ki varız, nasıl kendimizi yok sayarız?” Yoksa biz ne biçim bir insanız! Evet Zeynep Abla; Biri korkaksa öbürü cessur olur ve ülkenin damına konur!(*) (*) Buradaki “Dam” benetmesi ile “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 11.nci maddesi"nde yer alan ve her makamı, her kuruluşu, her kişiyi bağlayıcı üstünlüğü olan; YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI gücünün toplandığı, devletin en üst yapısı, yani damını işaret etmek istedim. Bu benzetmemin muzur anlamı ile uzaktan-yakından hiçbir akrabalığı yoktur. |
duyarlılık adına anlam ve anlatımı ile duygu yüklü çok harika bir paylaşımdı dost kutlar esenlikler dilerim...