APOLLON VE DAPHNE (KARA-10)
Daphne(Dafni), Phyton(Piton),Gaia (Gaya)
Aldım nevaleyi, koyuldum yola, Acaba ne anlatacaktı bu gün bana. Çaldım kapıyı ,açtı Kara, Girdim içeriye oturduk masaya. Üç beş lakırdı, gözüm onda, “Haydi “ dedim “başla artık anlatmaya.” “Anlatayım sana bu gün Apollon ile Daphne’yi, Boş kalmasın sende doldur kadehleri.” En yakışıklı tanrısıymış Apollon, Olympos’un Oğullarıymış Leto’yla Zeus’un. Şöyle başlar efsane; dev bir yılanla karşılaşır Apollon, Bu canavar Toprak Ana Gaia’nın oğludur, adı Phyton. Kehanet mabedinin bekçisiymiş, vermiş Apollon cezasını, Varmış pek çok hatası, attığı üç okla öldürmüş , bu canavarı. Apollon çok iyi bir okçu, böbürlenirmiş kendisiyle, Bir gün rastlamış Afrodit’in oğlu Eros’a,, uçarken göklerde, Alay etmiş, küçümsemiş; "Ok ve yay, yakışmıyor eline, Onları benden daha iyi kullanamaz hiç kimse." Hem üzülmüş hem de sinirlenmiş genç Eros bu sözlere, Yemin etmiş giderken, Apollon’a bunun bedelini ödeteceğine. Günlerce düşünür Eros ne yapacağını, Öyle bir şey yapacakmış ki, söndürecekmiş Apollo’nun havasını. İki tane ok yapmaya karar vermiş, Apollon’u umutsuzca aşık edecekmiş. Yapmış iki ok, biri altın biri gümüş, Apollon’u bulmak için yollara düşmüş. Zor olmamış bir tanrıyı bulmak ,bir tanrı için, Tanrı da olsa verilmeliymiş cezası kibrin. Bir gün ormanda oturmuş lir çalıyormuş Apollon, Daphne’de o sıralarda geçiyormuş oradan. Su kadar duru bir tanrıça kadar güzelmiş Daphne, Eros onları gözlüyormuş yukarılarda bir yerde. Çıkarmış altından okunu, germiş yayını, Hedef almış kendini beğenmiş tanrıyı. Fırlatmış, vurmuş Apollonu kalbinden, Gülmüş Eros demiş "Kork benim şerrimden." Aşık olmuş deliler gibi, çıldıracakmış neredeyse, Tanışmak için başlamış O’na doğru yürümeye. Eros almış bu sefer gümüş okunu, yayını germiş tekrar, Bu nefret okuymuş, isabet etmiş. İşliyormuş planlar. Kaçmaya başlamış Daphne yakışıklı tanrıdan, Apollon yalvarıyormuş, bahsediyormuş aşkından. "Dur güzeller güzeli su perisi, tanrı Apollon’um ben. Aşık oldum sana, neden kaçıyorsun benden?" Evlenmek istemiyormuş ,Kendisini toprak ana Gaia’ya adamış, Artemis gibi bakire olarak yaşayacakmış. Yorulmuş kaçmaktan, kapılmış umutsuzluğa, Yalvarmaya başlamış yer tanrısı Gaia’ya. "Yardım et kurtar beni, başka bir biçime dönüştür, İstemiyorum evlenmek, gerekirse beni öldür." Duymuş bu feryadı Gaia, karar vermiş yardım etmeye, Çökmüş bir ağırlık vücuduna Daphne’nin, kalmış olduğu yerde. Kabuklar sarıyormuş gövdesini, toprağa kök salıyormuş ayakları, Kolları dala, saçları yapraklara dönüşmüş, olmuş bir defne ağacı. Hayretler içerisinde kalmış Apollon, içini kaplamış bir hüzün ve acı, Sarılmış ağaca ağlayarak, hala hissediyormuş Daphne’nin kalp atışlarını. "Ey güzeller güzeli Daphne ,neden kaçtın benden? Eşim olman ve beni sevmendi tek istediğim senden. Benim olmadan kaybettim seni, bundan sonra onur ağacım olacaksın, Yaprakların dört mevsim yeşil kalacak ,başıma taç olarak konacaksın. Krallar, kahramanlar da takacak ,aşkımıza selam duracak, Şiirlerde adımız birlikte anılacak." İnce bir dal kırmış Apollon defne ağcından, Bükmüş bir taç yapmış ,bir daha çıkartmamış kafasından. Daphne dönüşerek ödemiştir iffetini korumanın bedelini. Bu şekilde söndürmüştür Apollo’nun şehvetini. Şehvetin ve iffetin mücadelesinin metaforudur bu mit, Duyan, okuyan, bilen herkes de olmuştur buna şahit. ***** Şiirimi güne layık gören değerli seçici kurul üyelerine ve şiiri okuyup,beğenen,beğenmeyen tüm şiir dostlarına teşekkür ederim. Sevgi ve saygıyla... |