AYRILIĞIN KOKUSU
AYRILIĞIN KOKUSU
Özlemek mi? O da ne yabancı? Ne zaman özlsem ben, kapatıyorum gözlerimi! Bir anda gelip geçiyor film şeridi gibi! Merdin sevgisizliğindense, namerdin sevgisi diyor, sığınıyorum gecenin en kuytu karanlığına! Onca imtihan, onca sorgulama ağır geldi galiba! Tereddüt etmeden; yalnızlığı iade ederek SS’lere dönüyorum toz pembe düşlere! Bilirsin. Sevişirken bile sıcakları sevmem ben! Bu yüzden dualar ediyorum. Tanrım, sevişirken, ılıman bir iklimin koynunda, yıldızlar dökülsün birer birer gökyüzünden! Ben uykularımı ipotek ederim kirpiklerime! Ayın sancılı ışığını yüklerim omuzlarıma! Ölüme düştüyse düşlerim, seni sevdim seveli doğmuştu ölüm ellerime! Sen farkında değilsin. Yokluğunun bendeki hikâyesi, cesedi çürumüş bir âşk gibisir! Bu yüzden ben, bu yüzden ellerimle eştim aşkın mezarını! Ne ay, ne de ki yıldızlar. şahit olmak istemediler bu cinayete! Ve derken, kuşluk vakti geceyi arkasına alarak, koşar adım uzaklaştı! Gün doğarken, bütün ihtişamıyla, sen ayrılığın karanlığını, ben kavuşmanın aydınlığını seçtim! Bu yüzdendir; anılar biriktirdiğin her mekan, her set, her sokak, aşkın kokusu değil, naftalin kokacak! Efkan ÖTGÜN |