ŞİİRİN GAMI ŞİİRİN HASI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Aşkın hangi ve kaçıncı mizacıydı, söyle sen şiir ve senden başka sevgili var mıydı Rabbin bahşettiği körkütük kalemin kurdeşen döken sessizliğine tek şahit tek maktul tek sanık ansızın tahliye edilesi en münafık duygudan arda kalan elbet aşkın elbet Rabbin ve sonsuzluğun hicreti bir kelam kadar yitik bir selam kadar güvenilir… Öykündüğümdü öldürdüğümün ertesi nefsimi, ölümsüzlüğe sığındığım ve Rabbimin huzur veren tecellisi… Bir şiir bir dikit; Bir imge bir sarkıt… Aşkın hadisi ruhun sarkacı Kanayan sözcüklerse varlığın uleması… Yakılan ateş ansızın; Topa tutulan şair etmediği kadar veryansın Kalemi hikmetin ta kendisi Tembihli babadan: Yalnızlık ki; en haşmetli Anıt dikilesi… Telakki edendi gün geceye şirk koşan Ah, o endamlı hüzün… Dünden güne sirayet eden Bir yenilgi Kapıştığı şairin aslında içinde saklı Tek teselli: Bir umuda dair Bir de Rabbine âşık Enkazı kalsa bile dünün Günde tecrit edilesi bir mekân Şair ve şiir iken tek hanesi… O kalem ki: Sihirli bir değnek Simasında kayan yıldızlar tünediği kadar Tüten dumanı vapurun Şehrin sevdalı sakini Bir şiir deyip de geçmemeli hani Şarlatan zalimden uzak Aşka ve Rabbine yakın kılındığı kadar tutsak Addedilse bile ne ki ne? Elbet şiirin cazibesi savrulan bir yanda Şairin sandukası tıklım tıklım dolu her ilhamda. Ansızın sökün eden Tırsak Yahudi’nin cimri fendinde Şiar edindiği aşkın kabrinde Şirk koşulası bir düğün mü yoksa ölüm? Firarisi imgelerin salkım saçak sarıldığı dünün Yazmaya dair kalemin hurafesi değil asla Öykündüğü şairin kalburüstü bir aşk Öldürdüğü kadar mazinin bitimsiz külfeti. Sağdıcı meram Solunda saklı hicran Arkasına bakmadan koşan Önünde saklı olsa bile ne ki onca sekme Şerh düştüğü nerede ise her gün Tecrit edildiği olsa bile ne ki bir öykünün Başkahramanı şair: Şahidi kalem Bodoslama yazdığı değil Aşkla ve ilhamla hemhal Övündüğü sevginin ikbali Binlerce çaput asılası Bir dirlik bir esenlik abidesi Elbet kültürün uzantısı. Şaibeli değil asla Şakıyan bülbülün büyük sevdası Bir gül ki ölümsüz Bir gül ki aşkın ikbali Peyda olan ansızın sihirli Ve o tok sesi Yüreğin kıblesi Aşkın merhalesi Sonsuzluğun ve inancın seccadesi Tapındığı kadar Rabbe Taş taşıyıp da kolu mu yoruldu dercesine Şair her yazmadığında İçine düşülesi kuyu Varsa yoksa şiirdir şairin tek uydusu… Azat edilesi Binlerce kelime Dikte edilesi nice sihirli imge Gün geceye âşık Gece ölüme Ölümse sevginin kıvancı ile Ölümsüzlük çağrıştırır şairin kalemi ile diktiği Her sökük aslında yüreğin mihrabı; Ozanın derdi Oylumu yerin göğün mademki: Yüce Rabbi, ol dedi Ve işte bir şiir vakti daha düştü yola şair Ve işte tevafuk eseri yürüdüğü binlerce mil… Bir ikbal Bir rabıta Çekincesi yokken kalemin Çalakalem aşka bir parmak daha bal çaldığı Adeta arı misali bal yaptığı Şiiri şeceresi Aşkınsa bakiyesi Kaybolmakla eş değer kayıt altına almadığı Kadar duyguların reçinesi. Nasıl ki demir tavında Nasıl ki kız çağında Nasıl ki şiirler otağı kurduğu Bilinmezin uğruna Dövülür vakitli vakitsiz: Düşüp de ilham vakti Bir redif Bir imge Bir renk ki: Pelesenk olmuş bülbülün dilinde. Azadesi aşk Azat edilesi yürek Ardıcın sesinde Yankı bulduğu kadar şairin tininde Saklı rüyalar ve hayaller; Şair, Kardığı kadar Kader de keder de kılıf biçerken ömre Aşkla özdeş Şah damarından yakın olana D/okunmak olsa olsa şairin şiarı. Şiirin gamı şiirin hası Yaşar ve yaşatır evreni Hazzın b/eşiğinde Kalem tutan elin nazına tav Bazen tutulsa da tefe şair Bir kıvançtır sevgi ve yazdığı her şiir Öykündüğü ölümsüzlük iken kalemin muadili Yüreğin müdavimi Varsın olsun en dikenli yol Nasıl ki uyku tutmaz gözünü Kalem gelmediği kadar dile Dilemması ömrün Bir dilaltı iken yazmaya doymadığı her dize her şiir… |
saygı selam ve esenlik dileklerimle