her şey bir pamuk ipliğine bağlı bir şairin bir mısraında dediği gibi çocukları öldürmeyin efendiler asıl fenası bir türlü yoluna girmiyor hayat ve belki de hiç giremeyecek de hep ağlayacak leylalar
savaşlar hep çocuklara ölüm taşıyor mayın döşenmiş yollarda her şey alt üst hudutlar değişiyor her gün her saat
evet herkes birbirinden korkuyor iflas eden ümitler ya savaş çıkarsa kaygıları artık geçen bütün harpler gibi kazanan çıkmayacak endişeleri zihinlere musallat
olamaz bu medeniyet asrında bu kadar toptan ölüme karar veremez kimse dünya her an bir harbin eşiğinde uluslar birbiriyle kavgaya tutuşmuş halk sokaklarda
küçük bir zümre her an devam eden buhranların baş müsebbibi bıktırıyorlar yaşamak isteyenleri onlar için savaş muhakkak gibi
küçük bir menfaate değer mi elbette değmez fakat bu menfaat meselesi değil ki bu bir nazi taassubu bir tagallüp, bir tasallut
onların meseleleri kan dökmek hoşlarına gidiyor dünya tehlikede imiş inanlık tehlikedeymiş onlara ne kimse birinci dünya harbini ikinci dünya harbini o büyük felaketleri aklına getirmiyor
asırlardır haritalar üzerinde soğukkanlılıkla ameliyat yaptılar kestiler biçtiler birkaç asırlık toprakları ot gibi söktüler sonra pirinç tarlasına havuç eker gibi o münbit topraklara başka milletleri ektiler
savaş anlarında bir halk şarkısı söylenir mırıldanılır dudaklar arasından “kimi kurşun, kimi bıçak yarası...”
bu türküyü şark cephesine sevk edilen askerler akşamları uğradıkları istasyonda nakliyat katarlarında sabaha doğru hep bunu söylediler yanık sesleriyle
anadolu’nun bütün dramı türkülerde geçen her harbin türküleri de acılı ve garip onlar ve daha eskileri de öyle kafkas cephesinde söylenen türküler gibi çile ve ıstıraplar hep türkülere sığdırılmış
bir saman parçasının eksikliği veya fazlası için çıkan savaşlar galip veya mağlup diye insanlığı ikiye ayırma iştiyakı uğrunda dövüşülen şey bu maalesef tüm buhranın arkasından yatan gerçek bu
harabe evlerin arasında oyun oynuyor kız çocukları kör ebe oynuyorlar savaş türküleriyle kim bilir hangi tarihten beri
bazen en umulmadık yerde bir kapı açılır ya birden bir de bakarsın hesapta olmayan bir vaziyet hasıl olmuş savaşsız hayaller kurulmuş yeni masallar icat edilmiş leylalar yeni türküler söylemeye başlamış barış ve umut adına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
körebe şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
körebe şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sn. Redfer itikatlı inançlı yazar Dolu dolusunuz kaynar süt kazanı köpürüp taşıyorsunuz okuru elbet düşündürüyorsunuz Söylesem bilmem kızar mısınız biraz kendinizi yoruyorsunuz uzatınca tekrar ve aynı tema nadas oluyor düşüncesiyle
Dedi: uzaklardan gelmişim yorgunum dağlardan esen soğuk şimali yelim varsa kusurum af günahım def ola hancı
dedi: ey yolcu kusursuz kul olmaz olamaz bende de vardır elbet o sancı Hancı - yolcu esin ve esenlikler dileği ile
EM.HAKİM tarafından 7/17/2023 5:41:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
EM.HAKİM tarafından 7/18/2023 2:38:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Alındınız üzüldüm. Ben kadim okurlarınızdanım Biraz araz fire veriyor kaytarıyor isem de İnançlı itikatlı güçlü bir kalemsiniz. Anımsayınız. Gecenin selamıyla..
Körlerin ebe olup kurnazların sobelediği dönemler elbet bir gün sona erecek.İsteseler de istemeseler de olaylar tüm toplumu gerecek.Ve suçluların cezasını adalet verecek.Keser döner sap döner ,gün gelir hesap döner diye boşuna dememişler.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
"...bir saman parçasının eksikliği veya fazlası için çıkan savaşlar galip veya mağlup diye insanlığı ikiye ayırma iştiyakı..." aynen geçmişte çıkan savaşlara da bakıldığında çıkış sebepleri çok çok basit ama sonuçları tam bir kıyım ve hezimettir. Tebrikler.
Yüreğinize emeğinize gönlünüze sağlık.
Selamlar.