KUŞ MİSALİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Düşlemsel bir arazi sapa kalan ruhun yanık tininde saklı iken kâh hüznü kâh rahmeti yığan yağdıran kadere müptela olmuşluğum gel gör ki: kundaklanan ruhumda yatıya kalan kedere dönük olsa bile yüzüm ben çok ama çok kırgınım hayata, sevgili bayım ve içtimada geçmişken ömür, sedeften kaftanım seferisi olduğum kadar ömrün ve ölümün, bahşedene yakarışım ezelden ta derinden mağdur varlığımda kat çıkanlar ezip de yüreğimi öfke kusan muadili zebaninin ve nice zalim, alkış tutmaktalar yanan bağrıma ve ağrıma gittiği kadar ağırdan alıyorum artık geride kalan ömrümü varsın beklemede olsun mutluluk: firakı ve firarı sözcüklerin önümü arkamı kolaçan etmekten de ötesi sığamadığım kadar kalıbıma nasıl da dar gelir bu beden, içimde yatıya kalan hüzün dalgalarına… Erişkin bir kuşa mı öykündüm? Ha Ebabil ha Anka… Üstü örtülü kanatlarımdan dökülen benekler misali Kaykıldığım şu hüznün deryalara tekabül eden Kaç vakitse kıyamda yürek Kıyılan içim kıymete binmişken acım Efkârın dumanı tüter de tüter şiirlerimden Şirin bir telaffuz bildiğim kadar sevgiden Medet umduğum bir ömrün kâh yongası Kâh yanıp da giden yorganı Alt edemediğim kadar ömrü Diskalifiye olmuş bir ölümlü… Hicranın batı yakası Yalnızlığın doğası Katmer katmer açan dualarım nezdinde Rabbin Tebessümler diktiğim yüreğin eksik harfli Alfabesi Dağıstan simalarında esen delişmen rüzgâr… Horasan tepelerine kurduğum otağı Şerh düşülesi nice hüzün Bir baltaya değil binlercesine sap olamadığım kadar Efkârı yitik olsaydı keşke günün. Deşenim Taşanım Müsebbibi bu acının, bozguna uğradığım kadar Ümmeti sevdanın ve İlahi Aşkın Devasa bir tünekte konuşlu Şaşkın bir kuş kadar Araf’ta saklı… Meali tüter mi sahi şiirden? Hani, yanık yüreğimin… Hani, yarıladığım ömür denen güftenin… Söyle ağrına gitmez mi içimde saklı çocuğun Sarmalında hicranın Delik deşik bir minvalde seken Derdest olmuşluğun hikâyesinde esen Delişmen rüzgâr Dağlar taşlar aştığım yolculuğun son güzergâhı Kuytulara sığınmak değil asla Ayan beyan sahibesi olduğum tek kozla Nasıl ki sevgi ve umut ekseninde açar goncalarım Ne yalanım var ne yakışandır bana Sözcüklerden örülü bir mabet ki Kim bilir kaçıncı Cihan Harbim? Bir cepheden diğerine zor yetiştiğim Yarıladığım ömrün bekası Tüm doğruların tüm yanlışlara denk düştüğü Bir güzergâh kundaklanan Bir de sayısız martaval okuyan Eyleme dönüşen bir hüzün ki Bağrı yanık kalemin ardı ardına diktiği Söküklerinden arda kalan ruh ne ki? Dikili olmadığı kadar bir tek ağacımın gölgesine Sinen bir haletiruhiye ki İklimlerden özlediğim İkiletmeden sevgimi Evrenden ve insanlardan dilediğim İnkârı ne mümkün yaşananın? İddia edeceğim tek şeydir Ödün vermediğim değerlerim ve öznem Ölümüne sevdiğim tek insan Yolunu beklediğim Kayrasında ıssızlığın Dilemması yüreğimin Bazen sade bazen girift bir minval Bazen sağdıcım kalemle hemhal Yine de yine iştigal Olduğum ne varsa dünde kalan Hüzünbaz yüreğimden ardı ardına sızan |
İddia edeceğim tek şeydir
Ödün vermediğim değerlerim ve öznem
Ölümüne sevdiğim tek insan
Yolunu beklediğim
Kayrasında ıssızlığın
Dilemması yüreğimin
Bazen sade bazen girift bir minval
Bazen sağdıcım kalemle hemhal
Yine de yine iştigal
Olduğum ne varsa dünde kalan
Hüzün Baz yüreğimden ardı ardına sızan
hüzün sarmalı yaşam adına anlam ve anlatımı ile çok mu çok harika bir gönül sesiydi dost kutlar esenlikler dilerim...