Ağladı GeçtiŞimdi gidiyor musun biçare bırakarak Bakışın kurşun gibi vurdu dağladı geçti Yetim kalan gönlümü ataşlarda yakarak Mazhar-ı tecellimiz gözüm ağladı geçti. Son gecemiz di senle şimdi bu son günümüz Vuslata erdik derken anı kaldı dünümüz Yine hicran geldi bak gurbet oldu yönümüz Lâl dilim dur demedi, gönül söyledi geçti. Üzülme sakın sunam, bir gün doğacak güneş Sende değil kabahat benim ömrüm çilekeş Yaşadığımız her an, ne hayaldi ne de düş Gelirdim ardın sıra kader bağladı geçti. Sensizliğin sabahı bana zindan göründü Bomboş kaldı bu şehir karanlığa büründü Bakakaldım ardından bu can yerde süründü Elveda... bağlarımı, viran eyledi geçti. Hallerimi sorma hiç Dilsiz burda ölüyor Kuş sesleri gelmiyor hasret bağrım deliyor Efgânım geceleri gökte yıldız eliyor Nehirlerim kururken elem çağladı geçti. Bakma öyle Maral’ım yandı yüreğim yandı Sensiz kalan ellerim Temmuz ayında dondu Böyle erken gidişin en acımasız sondu Boğazıma sicimi o yâr düğledi geçti. İsmet Bozkurt (Dilsiz Kalem) Mazhar-ı tecelli : tecelliye erişme, yansımalara ayna olmak |