DAĞLAR DEVİRİRİM BEN ANNEM UĞRUNA...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sessizliğin nidalarıdır içimde sakladığım güneşin ve gün yüzü görmenin de muradı da kelamın yittiği selamın geri dönmediği bir yaz akşamı. Haznemde yangın Muhtırayı veren yüce Rabbim Közümde özüm Özüm iken sözüm Ah, annem ah… Sensin benim iki gözüm. Tek gözde dahi saklarız biz sevgiyi Göz süzenlerden değil Rabbimize dönük iken yüzümüzü Güldürendir Huda Aşkın kastı ise sevgiden üremek Sevgiyle eşelediğim toprağın altına girmek içinse çok erken Sağanağın rahmetinde Sevginin hikmetinde İlahi Adaletin gücünde Ve işte eksilen gücüme güç katan Tesellisi elbet saklı ettiğim dua ve dileklerde Rengi yok mudur sahi insanların? Hiç mi ar yoktur sözcüklerinden Süzülen yaşlarıma nice insan eziyet eden Lakin meziyet bildim ben her insanı sevdiğim kadar Ulaştığımdır Rabbimin Dergâhı İzafidir yaşam Aslında öyle imiş Sır dolu küplerinden bana ne hem? Benlik değilmiş hüzün Beylik hiç değilmiş ömrün Dolmayan vadesi Dinmeyen vardiyası Eklem yerlerinde sözcüklerin Şiirler yığdığım Kapının dibi Hele ki yüzüme kapanan kapılar yok mu? Yâd ellerde misafir eylediğim hüzün kipini Saklı tutmaksa insanlığımı Derinlerde yüzdüğüm kadar Dibi görsem de el vermez mi hiç Tanrı? Ah, akasya bahçem Ah, nazenin yüreğim ve evrene sunduğum dilekçem Diklendiğim zalime Direttiğim kadar doğruyu Devri âlemmiş meğer duygular Var olmak adına ve kutsanırken insanın ruhu Meali mi günün? Ah, be insanlık gülüp de geçerim Mizacı mı yiten zamanın? Bilendir Rahman asla da çatık değildir kaşım İki gözüm iki elim Sağımda Besmele solumda sevgi kipim Bir izdiham ki Önüme yığılan hayatın tefrikası Bir hezeyan ki iblisin turşu satan siması Ve bakışlarında görürüm ben kimin ne olduğunu bilmem gerçi Geçkin bir hüzün olması ettiğim temenni Geciktiğim kadar kendime Elim de armut toplamıyor hani Dünya denen rüyada Cihan denen yalancı semada Hani, saklı tuttukları insanların içinden Geçen her duygunun dile geldiği Korkarım Allah katında kabul görmemek adına Kabullendiğim nice zulüm nice iftira İfrata kaçan iblisin de düştüğü kadar payına Payidar olmalı illa ki iç sesim Sen azizim sen de berhudar ol yeter çektiklerim Yatıya kalan bir gecenin Sönse de feri İlahi Aşkın Ateşinde saklı metanetin izi Gizim bilinen O’nun nezdinde Sayıp sövenlere itibar etmediğim kadar katık ettiğim Ümidin gizinde saklı fermanım Saklıdır ses bulmayan feryadım Elbet vuku bulacak illa ki İlahi Adaletin hiç söner mi o ateşi? Bir itibarsa sevgi Bir izdihama neden olsa da kimi zaman içimde yaktığım Barış çubuğunda saklı Yüreğimi boca ettiğim kelam Aşkın emaresi Hüznün çetelesi Rabbime dönük yüzüm Annemin sesine hasret ah, be iki gözüm Arzı endam edecektir elbet kaderin Nakşı ve zulmün ve de zalimin Na’şında tutuklu bir zümre Dağlansa da yüreğim Dağlar deviririm ben annem uğruna cebelleştiğim Bir dünya ki Efkârın yitik nazı Endamlı bir umutla Koştuğum mevsimin kırık dalı Tutunduğum illa ki Rabbin izniyle Ne rengim kaçık Ne mealim yitik Sevgiyle ağırladığım her gün her şiir her sözcük Batılı ömrün Kayıplarda olsa ne ki günüm? Günsüz de geçmez zaman Geceyi bağrına basan Karanlığa teslim olsam bile Işığımdır beni aydınlatan Yağan nura bedelim Yağdıran Rabbime şükrüm ve hamt ettiğim Gecem gündüzüm Ne çıkar ki Sessizlikle ve acıyla olan sınavımda Dokunduğum sonsuzluktur Daha çok sevebilmenin rahmeti Didindiğimse selametle yaşamak yaşatmak adına |