Sen Ey !
Sen ey!
Bin bir hülyaya açık hayallerimin eşsiz sakini Karanlık gecelerimde parlayan akşam yıldızı Bağrımda esen sonbahar rüzgârı Gözlerimde yaz yağmuru Rüyalarımda görünüp görünüp kaybolan Şiirlerimde hayat bulan sevgili Aşkınla uyandı gönlüm geceye Sabahları gözlerimde ağlayan rüyalarımı göğsüme bastırıyorum, bağrımı deliyor… Sen ey! Engin gözlerinde boğulmuş bakışlarımın derinliğinde yaşayan peri Kadehimdeki buruk tat Baş döndüren gönül sarhoşluğum Kalbimde aşkının zevki sınırsız ızdırabı ise sonsuzdur... Kaç gözyaşı kopardın gönlümden Fırtınalar çözüldü gözlerimde Boğulan yorgun kalbimi ayaklarına doladım Aşkının ızdırabını bağışla bana Şiir döken gözlerinde oyalanmaya başlayınca başladı kalbimde sızı Umarsız bir tebessüm uçan loş gözlerinin semalarında kanat çırpar titrek yüreğim Ateşten dizelerdir bestelenir o sessiz gözlerinde Solgun bir ümitle bakıyorum gözlerine Çağıldayan ırmaklar bile geri çevirmez yağmuru Sen ey! Gözlerindeki manasız yakamoz parıltıları gönülleri pervanelere çeviren Bakışlarının darbeleri kalbimi mıh gibi deliyor Hüzünlü bir şarkının notaları gibi yüreğime işliyor Gücüm yok mümkün olmayan için Cesaretim yok kalbine yol bulmak için Her nefes imkânsız bir ümidi fısıldıyor hiç durmadan göğsümün üzerinde Bütün kokusu içinde saklı bir gonca idi kalbim, açıldı gitti Onu tekrar içine koyabilir misin? Kalbimin mahzenlerinde aşkını gizli bir mücevher gibi saklıyorum Söz tohumlarını serpemem ki kalbine Dipsiz kuyularda saklanıyor sözlerim Merdiven sağır çıkarmaz dilime Sırrımı ortaya döken duru gözyaşlarıma bak Kalbimin yükü dudaklarımı ağırlaştırdı Dudaklarım bükük ve suskun Biliyorum fani yüreğimdeki imkânsız aşk ancak ötelerdeki mutluluğu imâ eder Bütün kelimeleri bırakıp ümidin ötesi için ellerimi boşluğa uzattım Dudaklarımda ses vermeyen sözler sağanağı Bir çağlayan uğulduyor içerimde… |
saygı ve esenlik dileklerimle