görmüş geçirmiş asker dili
istikamet emrolur dedik
yürüdük dağlarca durmadık asker olabilmeyi farz ettik beje çalan derilerimizin dibine kaç milimetrik silahlarla yattık alt derimizden doğacak olanı alt edemeyeceğimiz düşmanı halkımız arasından yarattık içimden hiçliğimden doğan savaşıyla iç savaşı şehirlere yaktık boy boy direklerin elektrik taşıyanlarıyla fabrikaların işçisiz düzensizliği çark dönüyor makine kıvrımından beyinlerin ihtilal kokan kıvrımlarına silahlarıyla büyüyen yaratıklardık yaratanın cami ayaklanmasına yaratılı sahteci istihbaratı bilmeden bilemeden yürüdük onca omuza omuz omuza kolkola girmiş ellerden kan akıtarak bilinmeyecek yarını yaratan figüranlardık seri seri serildik halkımızın önüne serilmiştik emirlerin sertliğini yasa bildik tepkimelerle boğuşan siyaseti halkımla boğuşturarak diktik halkımızın önüne dikildik tasarlayanın gözü önünde halkımızı ihtilal mahkemelerine gönderdik -pom- diyecek yalnız kalanı pompalı saldıranlarımızı gözü kapalı mezarına indirdik bizde indik yapamayacağımıza kadar indirildik uyumaz azraile ceset olacak yaşayanların temsilini bu ülke için bu vakitlerde yetiştirmiştik beynime dolanıyor onca asılsız sesler her birisine bir askerden gelen desek bu diller için örülecek masumca evler veya bedenler su içecek yemek yiyecek kadar kendinde miydiler |
silahsız bir dünya umuduyla...
saygılar