Ölebilmek
saatim on bir elli dokuz
ölümüme bir dakka var gökyüzüm kan kesmiş belli ölüm öter hepten yarasalar toprak anam kucağını açmış ölenin iskelet misali dalları ağaçlarda hem fikir ölümüme ay biraz neşesizdir aydınlık rüzgar mezarımdaymış tüter rezil insanlar uyurlar ölürken ben kaçıncı gün bu cumartesi mi karanlık doğrulur yaşayanı keser yaşamak zor iş kim bunu ister parmaklarım titrer ölüm bekler bilemiyorum sıradamıyım ben öncem olmalı sanırsam ali evet o ölmeli bir nefes farkıyla gözlerini benden önce mor etmeli kalbinin tıkırdayışını hissetmemeli yaşayaşını müjdelemesin sevgilisi kaçıncı baharını yaşamışsa bana ne ben göremiyorum önümü rezalet dilim kuruyor saniyeler tükenirken derimin tüyleri isyansız dikilmiş ölmelisin diye çağırıyor her telden kaburgalar baskı yapıyor göğüse ölmeden girdiğim toprağın küvvetiyle sevdiklerim dizildi mi gözümün önüne ben özellikle pınarı isterim sarı saçlı mavi gözlerine türküler yakılanı hayırsız olacağı erkeği yapanı aman kaç saniye kaldı desene bilmem bir iki mi yoksa tek mi kalemimi saplayacam kendime söylesene dilsiz misin desene bedenim zor ayağa kalkıyor kalbim itirafsız hıçkırıklarda gözlerim nicelerine ağlıyor yaşayışım ot bok ve çok bayat imkan verilmeli bu insana saniyelere sığdırılmayacak bir ölüm vaadetmeli hayat. |
Ölmek için amma bahane bulmuşsun kendine.:)))
Havadan nem kapmışsın adeta.Tebrikler dostum.
Devam etsin başarın inşanlah.Selam ve saygılarımla...