bir kaç asır önce zaten aklıma takılmıştı
senin beni çok sevmelerin
yine öyle sev beni olur mu
sebepli
sebepsiz
bi güzel sev
sev ki sonsuzluk kadar hatırın kalsın



sevilmek güzel şey dedi iki çılgın papatya
merak etmeyin size ilişmeyeceğim
fallar üzüyor nazik bedenlerinizi
zaten ya seviyordur
ya da sevmiyordur diye birşey yok
kesin seviyordur beni o dedim
gülüştü iki çapkın kelebek



elim kolum kir pas içinde kalmış
sobanın borularını temizlerken
hohlaya hohlaya gazete kağıdıyla camları da sileyim
gaz lambasını da
önce kirini pasını arındırayım gül kokulu sabunla ellerimin
bilmem birkaç saniye dezenfekte edeyim işte



sterilize edilirken sağılan sütün
lütfen yağını fazla almayın
kaymaklı olursa tadına doyulmuyor
şu sürme gözlü kuzuya da birazcık sarılayım
affınıza sığınarak
"müsadenizle"



bahar temizliğine ses çıkarmıyor şimdilik böbreğim
fazla üzmemek şartıyla
ruhumun kontenjanından kullanıyorum şimdiki gücümü
takviye lazım gelirse doğaya koşacağım
NO STRESS yazılı gözlüklerimle
elimde pembiş fincanım
yudum yudum içeceğim terapi çayımı
-hani seninle de içmiştik ya -



..sonra
kapayıp gözümü hayal edeceğim güzel günleri
damacana damacana su dolduracağım dağlardaki pınarlardan
kaçak çayı çok güzel oluyor
biraz da tarçın atayım
birde yanında çekirdek çitlerim
ohhh keyfime diyecek yok
çok şükür



ahh sevgilim
nasılsın bugün
beni sorarsan
kalbim ellerinde
ruhumu ruhuna bıraktım
böyle iyiyim
hatta çok iyiyim
dağ , bayır demeden
seninle en az on beş kilometre yol yapacak kadar
iyiyim



eee o zaman saat beşi beş geçe
devirelim hüznü
üstüne basa basa yokedelim
başlasın aşkımızın maratonu
tut ellerimi
görüyor musun
teeee karşıdaki kırları
hakemimiz şu yaşlı karga
gak gak gak deyince başla
ilk pusteblumeyi üfleyen kazanır
mızıkçılık yapan bütün azıkları sırtlanır...




Pusteblume: Karahindiba

nagihan

Fotoğraf bahçemden az önce çektim arşivime (29/04/2023-14:57)