MASUM YÜZLÜ KADIN
Masum yüzlü kadın adını taşıyan yüreğim her defasında madara edildi.
En değerlisini, en güzelini okuyarak yarınlara kavuşmayı benimsedim. Rivayete göre, mutlu olma sırrının hayatla mücadele olduğunu öğrendim. Güneşin keskin ışınlarını göremeden geçti ahlarla yüklü ömrüm. Üzüldüm, kırılıverdim. Gecelerimin dibine vururdu sağır acılarım. Lal olurdu dilim. Yıllarca büyük şiddetlere maruz kaldım. Bazen sustum bazen de boyun eğmemek için direndim. Ama nafile, hep kaybeden oluverdim. Lüle lüle saçlarımla kılıçtan keskin zamanlarla savaştım. Kısmet olmadı hiçbir günümün doğumunu kutlamaya. Acılarımı içime sığdıramadan günden güne kat kat arttı içimdeki yaşlar. Narinliğimi, naifliğimi hep bedavaya sattım anlıyor musun? Yalnızlığın ortasında hüküm yemiş halimle kalakaldım. Üstüme düşen koca bir dağ misaliydi dünden kalan sessizliklerim. Ret edilen arzularımla, hıçkıra hıçkıra ağlayan gençliğimle En sonunda rest çektim ama ne yazık ki hiç fayda etmedi. Günlerime destursuz gelirdi beni dilinden düşürmeyen davarlar. İstemediğim denizlerde yürüdüm ve bir kuru incire muhtaç bırakıldım duyuyor musun? Şafak sökmeden sabahıma şaşkın şaşkın uyandığımda İzin isteyemedim ne bir düşten ne de bir hayalden. İllede beni bulurdu sancıların yersiz saatleri. Rakımı yüksek yollardan binlerce kilometre geçtim ama Kimse umursamadı üşüyen zavallı halimi. Anlayanım, düşünenim olmadı. Ah çektim yıllar boyu ama nafile Dinletemedim hiçbir Allahın kuluna mutsuzluğun acı halini. Istırap dolu acılarıma yıllar boyu katlandım durdum. Ne neşem oldu benim ne de gülen bahtım. Mehmet Öksüz |