Dolunayın kızıl saçları
Canım da cananım da,
varım da yoğum da sendin, hala sensin, her şeyimdin sen benim, hala her şeyimsin. Hep sen varsın kalbimde, hiç köz tutmasın, hep yansın diye. Kır çiçekleri de masumdu bizim gibi oysa; kaderlerinde yağmursuzluktan kurumak varmış yana yana. Baksana, dolunayın denize yaptıklarına; salmış kızıl saçlarını dalgaların üstüne, kafa tutuyor kendince, denizin uçsuz bucaksız lacivertine... Ya senin bana yaptıklarına ne demeli? Hiç unutulacak gibi mi? Yazık değil mi bana? Ben de, tıpkı senin gibi bir can değil miyim, bu kainatta? Neden kıydın bu cana? Neden attın ayrılık ateşine, hiç umarsamadan beni? Var mı öyle, havadan sudan nedenlerle, bir canı böyle yakıp yıkmak? Kainat benim içimde, aşkın ile dönüp duruyordu zaten, öylece kendi kendine. Sen de, bunu çok iyi biliyordun ama; bir daha, bir daha atıyordun, ayrılık ateşini kalbime. Benim işim, aşkın ve sevdanın oduyla yanmak; Senin işin, ayrılık ateşiyle can yakmak. Hiç bitmiyor, benim seninle olan, bu ayrılık gayrılık sınavım. Sayende, artık hiç sönmeyen bir ateşim ben; Kıyametim koptu, yalnızlık ateşiyle yanarım; Kurumaya yüz tutmuş kır çiçekleri gibi, bir damla suya muhtacım. Cahit Fıkırkoca 25.03.2023, Ankara |
*** DOLUNAYIN KIZIL SAÇLARI *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...