Bu tür nankör insanlara bir rahmet tattırdığımızda bununla sevinir, şımarırlar.
Fakat kendi elleriyle yaptıkları günahlar yüzünden başlarına bir felâket geldiğinde ise derhal ümitsizliğe düşerler. (8)
Onlar, Allah’ın dilediğine rızkı bol verdiğini, dilediğine de rızkı daralttığını görmezler mi?
Şüphesiz bunda iman eden bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır. (9)
De ki: “Rabbim kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine ise az verir.
Şunu bilin ki, hayır yolunda ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini lutfeder. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (10)
Dilesek onları suda boğarız da, ne feryatlarına koşan kimse olur, ne de bir yolunu bulup boğulmaktan kurtulabilirler. (11)
Ancak kurtulmaları için tarafımızdan bir rahmetin kavuşması ve onları belli bir zamana kadar yaşatmayı istememiz müstesnâ! (12)
Allah, sözün en güzeli olan Kur’an’ı, âyetleri birbiriyle âhenkdâr, uyumlu, tıklım büklüm hakîkat dolu bir kitab hâlinde indirdi.
Rablerine karşı derin bir saygı duymakta olanların onun tesiriyle derileri ürperir; sonra da hem derileri, hem kalpleri Allahın zikrine ısınıp yumuşar.
İşte bu kitap, Allah’ın doğru yol rehberidir ki, dilediğine onunla yol gösterir.
Allah kimi de saptırırsa artık onu doğru yola getirecek kimse yoktur. (13)
Allah, din olarak Nûh’a emrettiğini, hem sana vahyettiğimizi, keza İbrâhim’e, Mûsâ’ya, İsa’ya emrettiğimizi sizin ferdî ve içtimâî hayatınız için de mutlaka uyulması gereken, değişmez ve değiştirilemez bir şeriat, bir hukuk düzeni kıldı.
Onun da aslı şudur: “Dinî doğru anlayıp hükümlerini en güzel şekilde uygulayın ve bu hususta ayrılığa düşmeyin!”
Ancak senin dâvet ettiğin esaslar, müşriklere çok ağır gelmektedir.
Oysa Allah dilediği kullarını bu mükemmel dini hem yaşamak hem de tebliğ etmek için seçer ve kendisine gönülden yönelenleri doğru yola iletir. (14)
Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, elbette yeryüzünde taşkınlık ederlerdi.
Bu sebeple O, rızkı dilediği ölçüde indirir.
Şüphesiz O, kullarının bütün hallerini çok iyi bilmekte ve onları hakkiyle görmektedir. (15)
Nefsinin kötü arzularını kendine ilâh edinen kimseyi gördün mü?
Allah onu bir bilgiye göre saptırmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözlerine de perde çekmiştir.
Allah’tan sonra artık onu kim doğru yola getirebilir? Hiç düşünüp ibret almaz mısınız? (16)
Şunu da bilin ki, aranızda her meselede kendisine müracaat etmeniz gereken Allah’ın Rasûlü bulunmaktadır.
Eğer o Rasûl, birçok işte size uyacak olsa, başınız derde girer, gerçekten sıkıntıya düşersiniz.
Ama Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsleyip güzelleştirdi.
Buna karşılık küfürden, her türlü günahtan ve isyândan sizi iğrendirdi.
İşte itikat, amel ve ahlâk bakımından doğru yolda yürüyenler, bu özellikleri taşıyan mü’minlerdir. (17)
Allah her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (18)
Çünkü Allah: “Ben ve peygamberlerim mutlaka ve mutlaka gâlip geleceğiz” diye hükmetmiştir.
Şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, karşı konulamaz bir kudrete sahiptir (19)
Allah’ı unutup da bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu, dolayısıyla fayda ve zararını bilmeyen kimseler gibi olmayın.
Onlar, büsbütün yoldan çıkmışların tâ kendileridir. (20)
Cehennemliklerle cennetlikler elbette bir olamaz. Cennetlikler, işte onlar, gerçekten kurtuluşa erenlerdir. (21)
Peygamberlik, Allah’ın lutfudur; onu dilediğine verir. Gerçekten de Allah, pek büyük lutuf ve ihsân sahibidir. (22)
Başa gelen her musîbet, ancak Allah’ın izin vermesiyledir.
Kim içten ve şuurlu olarak Allah’a iman ederse, Allah onun kalbini doğruya ve gerçeği idrake açar. Allah her şeyi hakkiyle bilir. (23)
Şu günahkâr kâfirler, çarçabuk geçen dünya hayatını seviyorlar da, önlerinde kendilerini bekleyen o korkunç kıyâmet gününü bir kenara bırakıyorlar. (24)
Oysa onları yaratan, bütün organlarını damar ve kaslarla birbirine sımsıkı bağlayıp yaratılışlarını sapasağlam yapan biziz.
Dilediğimiz zaman onları helâk eder, yerlerine elbette benzerlerini getiririz. (25)
Bu Kur’an, bir hatırlatma, bir uyarıdır. Artık dileyen kendisini Rabbine ulaştıracak bir yol tutsun. (26)
Ama unutmayın ki, Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz.
Doğrusu Allah, her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (27)
Allah dilediği kimseyi rahmetine eriştirir. Zâlimler için ise O, can yakıcı bir azap hazırlamıştır. (28)
Allah, kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğinin rızkını da daraltır.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Allah dilediği kimseyi rahmetine eriştirir. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Allah dilediği kimseyi rahmetine eriştirir. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ramazanı Şerifimiz mübarek olsun, Cenab-ı Hak oruç ve diğer ibadetlerimizi kabul eylesin inşallah 🙏 Yüce Kur'an-ı Kerim için meal çalışmanızda Cenab-ı Hak'tan muvaffakiyet diliyorum. Bu hayırlı gayretinizden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır, sağolun varolun, Allah râzı olsun inşallah 🙏 Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun
Üstadım yine sayfanıza bir heyecan ile girdim. Tam beklediğim gibi tam bir huzur. Allah sizden razi olsun. Burada biraz kalıp okumak ve öğrenmek huzur veriyor bana. İti ki varsınız. Teşekkür ederim. Saglicakla
çok güzeldi,çok çok doğru, sevgi ve iözlem vardı, Hakikat vardı, o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım, ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
Değerli Şairim; Hayırlı bereketli Ramazanlar diliyorum. Bu Rahmet ayın bereketinden cümlemiz nasibimizi alırız inşallah Eserinizi severek okudum Bu güzel, akıcı, anlamlı ve güzel eserinizi kutlarım Yüreğinize sağlık Güzel yüreğiniz ve kaleminiz daim olsun. Selam ve sevgiler Sağlıcakla kalınız…
Yüce Kur'an-ı Kerim için meal çalışmanızda Cenab-ı Hak'tan muvaffakiyet diliyorum.
Bu hayırlı gayretinizden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır, sağolun varolun, Allah râzı olsun inşallah 🙏
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun