KİTABA VE KELAMADağlara kar yağardı O içine ağlardı Fay hattına rastlamış Çöken koca bir dağdı Ahşap penceresinde Açar al bir sardunya Bahar gelirdi güya Arkası uzunca düş Hayat yüksekten düşüş Uzakları tararken mavi gözleri Bir deri, bir kemik elleri Sakalıyla selamlar gelenleri Başıyla yol ederdi Kaybolur giderdi Gurbeteydi laneti On sekizinde kopar kıyameti Bir kara kilit asar Bir daha eve sokmaz gurbeti Bir ömür adar Yüreğinde bir yama Kitaba ve kelama Kurar kağıttan bir dünya Kalanı boş bir rüya Aşkın bu postnişini Tanır dervişini Babadan kalma konağı Gariplerin uğrağı Acıların yumağı Sardı sarı zamanlar boyunca Ve son boğumundan kırıldı gonca Günlerden cumartesi Asker ve postal sesi Zaman l980 On üç eylül Kurudu gül ’Sefer’i çağırın !’ Dedi Anlattı, karpuz nasıl pişerdi Önce dudakları titredi ’Kaldırın !’ Dedi Sefer’in kulağına eğildi ’Sefer bekletme !’ Dedi Yirmi gün sonra sıra Sefer’indi Okundu terekesi Ahşap bir rahle Bir bakır ibrik Dantela kılıflı asa Sardunyalı penceresi Oturduğu kara bir taş Ve çok bekletmeyen sırdaş Gittiler el ele Ortalıkta velvele Kitap, kelam Vesselam Mahmet amcam Hayrettin YAZICI |
okumaktan öte yaşıyor insan adeta, hüzün sardı gönül odamı...
Yüreğinize sağlık...
Kaleminiz daim olsun...