BİR RİVAYETMİŞ MEĞER MUTLULUK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Aylak bir düşüm ben düş penceresinden yüreğe sinen… Siren seslerinde yalnızlığın Maviden mintanı göğün Bense hüznümle vurgun yediğim ömrün Silik güftesiyim: içimdeki şehrin Şehla gözlerine tutuklu Aşkın kayrasında özlem dolu Nifak sokan kimse mevsimle arama Sönen nidalar ısrarlı bir çağrının sedasında Gökse tambur çalan Yerde suskun satırlar kazılı toprağa Toprağın da kara bahtında Soluksuz kaldığım kadarım Bir ederim var ya da yok Sözcükleri içime çektiğim kadar ruhum tok Bazen kapıyı vuran rüzgâr Semadan kopup kayan yıldızlar Endamı yitik bir kadın Edası suskun bir yalnızlığın lahzasında saklı Nahoş gölgeler firar ettiğim Şu sevgim ki yüreği feda ettiğim Elem yüklü göğün bekçisi Ruhumda ve dilimde saklı Elham’ın her hecesi Ben ki huzura özlem duyan Ruh ki bedenden firarı arzulayan Ve de yürek iklimi Aralıksız çalan şarkılar bir kompliman Suskun yakamozlar çatallı sesinde kederin İçimi en derinden dağlayan bir tutku ki Sözcüklerden akan yaşı Bir veda ki: Yalnızlığın ölümle tanışıklığı Bir eda ki yürekte saklı hüznün bekçisi Evhamla kovaladığım yıllar Şiirlerse nakaratı sevdamın İmgeler ne pişkin ne sıradan Hazanla sevişen ruhun yorganı içten içe ısıtan Soğuk havanın tesir etmediği bir mezar Göğün temennisi kadar Yerde saklı suskun satırlar Bak işte yazıldı yazılalı mezar taşıma Suskunluğum nasıl da ses buldu Allah katında Toptan sevgiler perakende ölümler Na’şı dünün kaykılan ansızın Kardığım kadar yalnızlığın bitimsiz saltanatı Kördüğüm şunca duygu nice hüzün Kordan heceler yüreği yakan ezelden Közünde aşkın soldan sağa saydığım ölümcül iç çekişler Ah, nazenin yürek iklimim ve nice insan Nesli tükenmeyen hazan denen Mecrada yazgıya esareti insanın Yazılası şiirler de değil sadece İçimde kalan nice ukde Çağrısı sonsuzluğun nice beden nice ruh Araf’ta Salkım saçak yalnızlığın köhne çatısı Karambolde zaman Karaborsa mutluluk Hayat öyle bir çizgi ki Son bulduğunda ansızın doğduğun Ne çok kere Ne çok aldatılmış insan ve kare Kare kodu sözcüklerin Bir rivayetmiş meğer mutluluk Salkım saçak Ruhun firarı Köhne zemin nankör insan Sebepli sebepsiz göç eden nazı bitimsiz Niyazı eksiksiz Elbet vuku bulacaktır bir başka yaşam Bu dünyada olmasa bile İki cihan için sakladığım niyazı ve hayalleri Bir solukta içime çektiğim Varsın boykot edilsin varlığım Ben bu dünyada ne gördüm ki acıdan başka? Açamadığım bir çekmece Yüreğin nüfuzlu varlığı saklı içinde Bilense sadece Yaratan Neşri ve nesri ömrün Soluksuz sevip içimden taşan Günbegün… |