SONSUZ NEDİR?
Sonsuz nedir diyor SÜLO’M,
Açıp bakıyorum; Türk Dil Kurumu’na, Şaşıyorum sıfat olarak geçen ilk dört tanımın durumuna: Birinci tanım: “Sonu olmayan, bitmeyen, ebedî.“ Nasıl yani, kim gitmiş ucuna da; görememiş sonunu? Giden yok sanırım. O zaman nasıl bilmişler sonunun, sınırının olmadığını? İkinci tanım: “Ölçülemeyecek kadar çok veya büyük olan.“ O kadar çok ve büyük olduğunu görmek için, Neyin başına çıkıp bakmışlar ki? Üçüncü tanım: “Çok“ Yahu çok demek kolay, ne kadar çok, Önemli olan eni, boyu, hacmi, miktarı… Dördüncü tanım: “Birçok“ Deyip kıvırtmış, bir miii, çok mu? Birle çok arası, anlaşılır bir ifade midir? İsim olarak ta tek tanımı var: “Sonu ve sınırı olmayan şey“ Şey neymiş ki? “Şey; madde, eşya, söz, olay, iş, Durum ve benzerlerinin yerine Kullanılan, belirsiz anlamda bir söz” Diyor aynı Türk Dil Kurumu… Böyle demekle san ki; açıklıyor mu durumu? Ayrıca sıfat olarak matematikte şöyle tanımlamış: “Sonu olmayan, her niceliği aşabilen değişken” Her niceliği aşabiliyorsa; fırıldak mı fırıldak olmalı, Hatta hiç durmadan dolaşıyor olmalı, Her nereye gidiyorsa! Acaba UZAYIN, SONSUZLA bir arkadaşlığı var mı? TÜRK DİL KURUMU Gökbilim terimi olarak Uzay için diyor ki; “Bütün varlıkların içinde bulunduğu Sonsuz boşluk, feza, mekân.“ Hem bütün varlıklar içinde olacak, Hem de boşluk olacak! Bizleri ve şu koskoca Dünya’yı, Hiçe mi sayıyor bu Türk Dil Kurumu? Yoksa ben boş nedir, boşluk nedir, Onu mu bilmiyorum acaba? “Boş olan yer diyor Türk Dil Kurumu“ boşluk için: SÜLO’M sen de; bu sürahi neden boş Demiştin geçen gün; neresi boş? Onun içinde; oksijen, azot, argon, su buharı diye Saymaya başladığımda; gene miii Diyerek kaçacak delik aramıştın, Arkasını dinlemeden, hatırlarsın. Havanın kimyasal formülü var mıdır diyor SÜLO’M: “Hava yuvarını oluşturan, Bütün canlıların solunumuna yarayan, Renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.” Kimyada karışımlar formüller ile gösterilemezler. Formüller ile gösterilenler, bileşiklerdir, karışımlar değil. Bir de Evren var Evren… Evren neymiş? Türk Dil Kurumu diyor ki; “Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos” Bir diğer tanımlamasında ise şöyle diyor; “Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak Düşünülen bütün varlıklar.“ Bak akıllandı Türk Dil Kurumu, boş moş demiyor, Düzenli ve uyumlu diyerek beğenisini de esirgemiyor. Gerçi; Fransızcadan, Farsçadan, Arapçadan, Har vurup harman savurarak, İşi biraz da yokuşa sürse de... Sonsuz sanki yalnızca varlığa, mekâna değil de; Zamana da yönelen bir kavram gibi… Bu kadar mı fingirdekmiş şu sonsuz, Bu tanımlar anlatıyor mu durumu, Lâzım bu kargaşaya bir cahilin yorumu, Sonsuz derler depreşir, kafamdaki curcuna, Bir seyahat edeyim şu sonsuzun ucuna. Varan bir şey dikmiş mi bakayım son burcuna? Doğrusu merak ettim, ne koymuşlar harcına? Akıl fikir yorayım, çekicine murcuna. Bıkıp küsen giderken, ne doldurur hurcuna? Sahip çıkan var mıdır defterdeki borcuna? Arasam rastlar mıyım, acep daha larcına? Süleyman KARAMAN vega4 NOTLAR: 1… GELECEK BÖLÜM (03) SONSUZUN ÖTESİNDE NE VAR? 2… İtalik yazılar gizli sesim, SÜLOM’UN konuyu açma çabasıdır. |