Depremin Şiddeti
yine karanlık bir saat
gecenin dördü bugün Pazartesi bir gürültü bu gelen depremin sesi korkulu rüya gibi yedi nokta yedi depremin şiddeti gece dehşetle irkildi vurgun yemişti tekrar bir sarsıntı yedi nokta yedi yine on vilayet birden sonu gelmeyen sarsıntılarla beşik gibi sallandı yıkılmış ,yarılmış ,çökmüş atom bombası düşmüş görülmemiş böylesi dünyada duyulmamış boyutta ansızın geldi yıktı geçti doğayı şaşırtan gerçek depremin enerjisi yok olan hayatlar kaybolan umutlar bir anda şehirler enkaz oldu kaçamadı insanlar şehirlerin altı üstü ceset insan dolu ansızın çıktı canlar acı çığlık feryatlar yürek dayanmaz felaket enkaz altından iniltiler aileler anneler bebekler sayısız canlardan sesler 120 saat geçti canlı çıktıkça enkazdan tükenmedi umutlar deprem çiçeğiydi canlı çıkarılan çocuklar biri vardı ki Zübeyde çocuk kurtarmaya gelene : ’’nasıl girdiniz eve’ sorusu şaşırtıyordu çocuksu güzelliğiyle taş beton enkaz altında bir ahlaki sorgulama kalmadı ağlamayan göz dayanamadı hiç bir yürek başka bir çocuk ’ kurtarın beni artık’ diyordu ismi Kumsal çocuk kaç gündür içmiyorsun su ’deprem olduğundan bugüne kadar’ dedi beşinci gündü bugün bir çiçek adı Ahmet yirmi günlük bir bebek ah seni kim doyurdu enkazın altında beş gün oldu inanılmaz bir rüya deprem şiddeti dehşet mucizesi ayrı hikmet depremin gücü herkesi öldürdü çocuklara güldü .. 10.02.2023 mustafa kaya |