Maharet ne Leylâ’da, ne Aslı, ne Şirin’de
Tek hecelik o sırrın gizemi çook derinde...
Yâr derken yanıyorsa yürek her seferinde
Nasıl inkâr ederim; nazlı yâr güzel... fakaat
Söz konusu aşk ise nazlı yâr teferruat

Az fırtına görmedim çok yedim şamarını
Ne kışları severim, ne de kışın karını...
Mis gibi kokusunu... dokusunu... harını
Nasıl inkâr ederim Nevbahar güzel... fakaat
Söz konusu aşk ise her bahar teferruat

Geceyi aydınlatan yıldızlar ile aysa
Bir tandırın başında ısınması kolaysa
Talihten yaz beklemek imkânı zor olaysa
Güneşin şuasıyla yağan kar güzel... fakaat
Söz konusu aşk ise yağan kar teferruat

Neşeyle uçuyorsa zarif kanadı nemli
Elbette ki o meşhur mahir böcek önemli...
Nerde bir lâle görsem; boynu bükük... elemli
Kalbimden vurulurum; lâlezâr güzel... fakaaat
Söz konusu aşk ise lâlezâr teferruat

Hassas ruhlu kişinin mendili kuru olmaz
Aşk oduna düşenin külünün ârı olmaz
Yanana nasihatin faydası, kârı olmaz...
Nasıl inkâr ederim adap, âr güzel... fakaaat
Söz konusu aşk ise adap-ar teferruat

Türkiyem, yurdum, sılam; sızısı gönül yaram!
Sevgisiyle doludur her ânım, her hatıram
Burcundaki Hilali gördükçe atar buram...
Nasıl inkâr ederim bu diyar güzel... fakaaat
Söz konusu aşk ise her diyar teferruat

Aşk bir tutku, vurgundur; şüphe sevmez tanıda
Visali de kuşatır, Hilali, vatanı da
Bir "hiç" eder "her şey"i; evlat, ana; canı da
Zâr ile feryat figan, intizar güzel... fakaaat
Söz konusu aşk ise intizar teferruat

Zahir ile zan eden sansa da Mecnûn, deli
Can ı gönülden öder her aşık her bedeli...
Ehl-i takva zakirin Allah dedikçe dili
Yandığının delili o buhar güzel; fakaaat
Söz konusu aşk ise her buhar teferruat  

Kaleme dokunmasam sanmayın kızar, gider
Kafiyeler raks eder, dizeler uzar gider
Yüklenip mürekkebi destanlar dizer gider
Şuaranın gözüyle hoş nazar güzel... fakaaat
Söz konusu aşk ise her nazar teferruat

Velhasıl akıl der ki; aşk ateştir bir nevi
Maksûdu Mâbud olan külüne satar evi
Sinden öte bir yol var; hayli çetin... uhrevî
Bağrında mü’min yatan her mezar güzel fakat
Söz konusu aşk ise her mezar teferruat

Mecit Aktürk