Böbürlenme insanoğlu, saltanatın sonu var
Bitmeyen ihtirasa, yeter deyip durdun mu?
Bundan daha önemli, anlatacak konu var
Fakir ne yer ne içer, merak edip sordun mu?

Hor görülüp itilen, ömür boyu ezilmiş
Ağlarken bitap düşmüş, gözyaşları çözülmüş
Ana -babadan yoksun, dudakları büzülmüş
Boynu bükük yetimi, kucaklayıp sardın mı?

Pazardan çürük toplar, acısı bize batar
Yemeden niyet edip, üstelik oruç tutar
Özünde kan damlarken içinde acı yatar,
Öylesine ezbere, baktın ama gördün mü?

Çıkışın inişi var, kesilir bir gün hızın
Yaş yerini alınca, kırışır alnın yüzün
Ürkek bakışlarıyla, üşüyen küçük kızın
Bitişik saçlarını, tarayıp da ördün mü?

Gönlü zengin -cebi dar, can kurbandır terine
Empatiyle kendini, koyup onun yerine
Hiç sadaka verdin mi, muhtacından birine?
Reklâmını yapmadan, üç beş kuruş verdin mi?

Kuş uçsa da yassılmış, kamburdan omzu çökük
Borçlu doğup yaşarken, ezelden boynu bükük
Tek oda sekiz kişi, eşyası kırık dökük
Garibi adam sayıp, kapısından girdin mi?

Necati üzüntüden, yazamadı çoğunu
Aşamadı bir türlü, derdin karlı dağını
Tamir de edemedi, kopan gönül bağını
En az benim kadarı, akıl -fikir yordun mu?

Necati OCAKCI
16.01..2024
ANTLYA