GİZEMİN NURLU YÜZÜ
Her haliyle, özgüveniyle
Umut dolu, dirençli yüreği vardı. Denizin kükreyen sesinden korkmadan Gördüğü kabusların düşünde boğulmadan Etrafında söylenen boğucu kelimelerden Her defasında kendini sıyırmayı başarabilmişti. Perinin gizemli dünyasında Kendi iç renginin ötesinde Her şey için çok mücadele etmişken Kadercilik oyununu sevmeyen yönüyle Kaderin ağır taşında ezildiğini bilmişken bile Kendini koyuvermemişti. Kimi zaman keskin bakışların esaretinde Kimi zaman da aşkın mis kokulu şehrinde Suskunluğun kutsanmış derinliğinde Kendine has medeniyetler kurmuştu. Öznesi sağlamdı hayatındaki şahsiyetlerin. Gizemin nur yüzüyle İyiliğin sahici mertebesiyle Büyük bir değere sahip olmayı bilmiş Yeri göğü yeşerten Nur kokulu bir annenin duasını almış İnsanların ruhuna girmeyi başarabilmişti. Başarının anahtarını Dut ağacının gizemli tadıyla Damağında hissetmişken huzuru Toprağı tırnaklarıyla eşmiş Martı Nisanı Eylülü Bir de doğduğu diyarı çok sevmiş Sesiyle sevgiyi Aşk ile gönüllere sığdırğını öğrendim. Yer kabuğunun ağır yükünü Yıkık dökük birçok hayat öyküsünü Bir roman misali Kendi has dünyasında yazan Maviyi beyazdan fazla seven Nazımı, Süreyayı ruhunda hissederek yaşayan Gizemin nurlu yüzüne sahip Ruhlara dokunan bir can geçti bu dünyadan. Mehmet Öksüz |