MUSTAFA KEMAL, FİKRİYE VE ANKARA
MUSTAFA KEMAL,FİKRİYE VE ANKARA
(hayaletler Ankara’da) Bugün Ankara’da Birinci meclisin karşısında Pera Palas’ın önünde durdum Süvariler Gelip geçtiler önümden Hayaletlerin seslerini duydum. Geldi geçti Çerkez Ethem Eşkıya heybetinden Öfkesi soluk yüzüne düşmüş… Tren garında, müştemilatta; Pişirmiş tarhana çorbasını Boynunda kehribar tespihi Camlara dayamış başını Fikriye Derinden derine sevda türküleri dinledim Bu kadersizin akıbeti ne olacak dedim.. Göründü Hacettepe yokuşundan Yamalı paltosuyla Akif Sırtında sanki dünya diye Memleket taşıyordu küfesinde Sesi yine gür Masaları yumrukluyordu Şefik Bey Polatlı’dan top sesleri Kürsüde Gazi’nin sesi gürlüyordu Ne olacak bu memleketin hali dedim... Muhafız alay kumandanı topal Osman Kıstırılmış Papaz’ın bağında Havada barut kokusu var Bin beş yüz atlı geçiyor önümden Gün bir doğum sancısında Ankara’ da memleket yeniden doğuyor dedim Her cepheden zafer toplamış Kaputu eskimiş yorgun paşalar geçiyor önümden Vekiller yaya Vekaletler atlı gidiyor Halk; Her zamanki gibi özverili yine Karmış çamurunda kerpicini Yeni binalar kuruyor Ankara’da Bu gün Memleket Cumhuriyet kokuyor dedim Tutmuş son nefesini ciğerlerinde Firar eylemiş Alp’ler den Kara trenle Fikriye geliyor Çankaya son durağı Karşısında dünyanın çekindiği dev adam Hüzünlü baksa da yeşil gözleri Hançer gibi saplanıyor ciğerlerine Çığlığa benzeyen derin fısıltı ’’Seni çok sevmiştim Kemal’’ ! Kuşlar o sabah Çığlık çığlığa uçuşuyor Ankara ‘da Hayırdır inşallah hava ölüm kokuyor dedim Bugün serseri bir mayın gibi dolaştım durdum Eski Ankara mekanların da Hayaletlerle konuşup Hüzünlü öyküler dinledim Bilseniz hayaletler bana neler anlattılar neler? Aşkın mezarı yok diyenler yüzünden midir? Bilinmez ama Zaten kabul etmezmiş mezar aşkı Bir meçhulde İsimsiz bir çukurda Sarılmış sevdasına bir Fikriye uyuyor bozkırda Şimdi Bütün sahipsiz mezarlar Fikriye kokuyor Ankara’da Her aşk öyküsün de bir Fikriye yaşıyor Ankara’da… toynak.... |
yurekten kutluyorum degerli arkadasim