Aşk Kavuşmaktan Öte Hicrân Desen De
Aşk kavuşmaktan öte hicrân hicrân desen de,
Buz ateşten daha çok yakar yakar Nur Sevda. Beni herkesten ayrı sınayıp denesen de, Bilirim gözyaşların akar akar Nur Sevda. Susma ne olur susma! Biraz vuslât belirsin. Çatlasın susuz toprak, sema kat kat delirsin. Sahi neydi sebebin, anlaşılmaz an neydi? Aramızdaki güven huzurdan derineydi. İnancın da kıskançlık naz edan yerineydi, Gururun umudumu yıkar yıkar Nur Sevda. Diner dinmez dediğin kâhrın tende sancısı, Gül! Yeter ki ruhumun bedende yabancısı. Özlem ağır bir soluk, hayaller sanki asır, Ve yudum yudum içmek çileyi, çile ki sır... Zaman senin şahsına tek inanki münhâsır, Bileğime kelepçe takar takar Nur Sevda. Biter mi bu esaret; sürgün, efkâr, işkence? Hangi vicdâna, söyle hangimize kâr sence? Oysa ummanlar gibi sonsuz hüzne durduğun, Yeter geceye beter gündüze vurulduğun! Gönül yokuşlarında hep düze kurulduğun, Tüm yollar yalnız sana çıkar çıkar Nur Sevda. Kalmadı canda sabır, gölgede esrâr engel, Uzadı mesafeler yaraları sar, sar gel! Bir parça derman versen kâinâtın rengine, Benzer yalnızlığımız yerle kâtın cengine. Ya bitmeyen hevesle hakikâtın dengine, Diğerini hiç sorma sıkar sıkar Nur Sevda. Duyulur hâlâ, hâlâ hâzin, muğlak türküsü, Yetiş ey imdadıma bâhtımın ak, ak süsü! İlker Tokgöz |