Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan Hayat hikayesinin 63.bölümü
gecenin göğsüne yaslı elçi’nin kalbi serin nefeslerini şeffaf parmak uçları gibi gezdiriyor boşlukta. mekke’nin ateşli suskunluğunda nazlanıyor ümitlerin en tazesi
belli ki emin muhammed (sav)’in günler geceler süren bekleyişinde saklı teselliler onun yüreğini ince ince yakan sızının nabzına tutundukça teselli bulacak yetimler onun gözlerini göklerde gezdire gezdire aradığı bir hilal tebessümünün haresinde susacak ağlayışlar
sığındığına onlarda sığınacak başka hiçbir yere gitmemecesine başka hiçbir yüze dönmemecesine başkaca hiçbir vaade kanmamacasına
gözlerinin pervazından sızan duru bakışlara yağmaya hazırlanıyor göğün mavisi bir siyah bin siyah susku çöküyor şimdi bedr’in hareli yalnızlığına
* hicretin ikinci senesinde kureyş müşrikleri bir ticaret kervanı hazırlamışlardı şam pazarına gönderilen kervana mekke`den kadın erkek hemen hemen herkes hisselerine göre ortak idiler
bin deveden meydana gelen sermayesi 50.000 dinar olan bu büyük ticaret kervanının satılan malları karşılığında harbe hazırlık için silah alınacaktı kervanın yola çıkarılmasındaki asıl maksat buydu kureyşliler ayrıca kervanla birlikte ebu süfyan başkanlığında 30-40 kişi kadar muhafız da göndermişlerdi
resul-i ekrem efendimiz, bu durumu haber aldı ebu süfyan başkanlığındaki bu büyük ticaret kervanının mekke`ye dönmesine mani olmaya karar verdi teşkil ettiği 300 kişiyi aşkın sahabi ile yola çıkmaya hazırlandı
sahabiler bedir seferine katılmayı şiddetle arzu ediyorlardı hatta bu hususta kur`a çekenler bile vardı ensardan sa`d, babası hayseme`ye, eğer bu seferin mükâfatı cennetten başka bir şey olmasaydı, senden geri kalırdım ben bu seferde bana şehitlik nasip olmasını umuyorum.diyerek sefere katılma arzusunu izhar etmişti
babası ona, sen rahatsız olan hanımının yanında kal da ben gideyim. diye cevap vermişti sa`d bunu kabul etmemiş aralarında kur`a çekilmesine karar vermişlerdi çekilen kur`a sa`d`a çıkmış ve sefere o iştirak etmişti bedir`de şehit düşerek bu yüksek arzusuna da nail olmuştu.
peygamber efendimiz, yerine namaz kıldırmakla abdullah ibni ümmi mektüm`u vazifelendirdi ensardan ebu lübabe hazretlerini ise şehre vekil tayin etti ramazan ayından on iki geceyi geride bıraktıkları oldukça sıcak bir cumartesi gününde medine`den hareket etti mücahitlerle
resul-i ekrem efendimizin beyaz sancağını mus`ab bin umeyr (r.a.) taşıyordu iki siyah bayraktan biri ukab adındaki hz. ali`nin diğeri ensardan sa`d bin muaz hazretlerinin elindeydi
kervan, bedir mevkiinde karşılanacaktı burası mekke, medine ve suriye`ye giden yolların birleştiği stratejik önemi olan bir noktaydı mücahitler, yazın en sıcak günlerinin birinde medine`den yola çıkmışlardı
üstelik ramazan ayı olduğu için oruçlu bulunuyorlardı kavurucu sıcaklar altında alev saçan çöl üstünde oruçlu halde yol almak oldukça güçtü bu sebeple peygamberimiz orucunu açtı mücahitlere de açmalarını emir buyurdu
hz. sa`d bin ebi vakkas der ki resulullahın küçüklerimizi geri çevirmesinden biraz önce kardeşim umeyr`in göze görünmemeye çalıştığını gördüm kardeşim sana ne oldu diye sordum Allah resulünün beni küçük görüp geri çevirmesinden korkuyorum halbuki, ben sefere çıkmak istiyor, Allah`ın bana şehitlik nasip etmesini umuyorum
kendisi resulullaha arz edilince küçük görüp ona sen geri dön. dedi umeyr ağlamaya başladı bunun üzerine resulullah ona müsaade etti umeyr`in boyu kısa olduğu için kılıcını bağlayamamış ben yardım ederek bağlamıştım
Allah yolunda savaşıp şehitlik mertebesine ulaşmak isteyen umeyr harp esnasında müşriklerin oklarına hedef olup bu yüksek gayesine ulaştı
müslümanlarla beraber iki at yetmiş deve vardı develere nöbetleşe biniliyordu peygamber efendimiz de bu hususta diğer müslümanlardan kendisini farklı görmek istemiyordu
hz. ali ve mersed bin ebu mersed ile bir deveye nöbetleşe biniyorlardı yürüme sırası efendimize geldiğinde diğer iki sahabi, ya resulallah sen bin biz senin yerine yürürüz. diyorlardı
ancak peygamber efendimiz, bunu kabul etmiyor siz yürümekte benden daha kuvvetli olmadığınız gibi sevap ve mükafat hususunda da ben sizden daha müstağni ve ihtiyaçsız değilim diye cevap veriyordu
islam ordusu, kavurucu sıcaklar altında yoluna devam ediyordu henüz bedir mevkiine varmadan ebu süfyan başından beri endişe duyduğu hususu haber aldı müslümanlar kervanı ele geçirmek için yola çıkmışlardı
mekke`ye derhal bir haberci gönderirken kendisi de hiç konaklamadan kervanın istikametini değiştirerek kızıl deniz sahilinden bedir`e uğramadan mekke`ye doğru yol aldı
ebu süfyan`dan önce mekke`ye varan haberci zamzam acaib bir kılıkla devesinin üzerinde bağıra bağıra haberi duyurdu
ey kureyş topluluğu ticaret kervanınıza, ebu süfyan`ın yanındaki mallarınıza muhammed ve ashabı saldırdılar… ona ulaşabileceğinizi sanmıyorum imdat…imdat…imdat
haliyle bu haber kureyş`in infialine sebep oldu zira kervanda hemen hemen her ailenin malı vardı kureyşliler derhal toplandılar süratle hazırlığa başladılar
alelacele hazırlanan müşrik ordusunun sayısı 950`yi buldu. bunların 100`ü atlı 700`ü develi idi bu rakam, kervanı takibe çıkan müslümanların sayıca üç katı demekti aynı zamanda kureyş ordusu silah bakımından da müslümanlardan çok daha üstündü bu arada müşrik ordusuna katılmak istemeyenler de çıktı
fakat, ebu cehil ve diğer ileri gelenlerin baskısı karşısında onlar da iştirak etmek zorunda kaldılar buna rağmen ebu leheb hasta olduğunu bahane etti yerine bedelle birini göndererek mekke`de kaldı
hazırlanan müşrik ordusu muganniyelerin söylediği şarkıların kadınların çaldığı deflerin coşkun havası içinde mekke`den bedir`e doğru hareket etti
yolda kervanını bedir`den arızasız geçiren ebu süfyan`dan kendilerine şu haber geldi siz kervanınızı, kervan üzerindeki adamlarınızı ve mallarınızı muhafaza etmek için yola çıkmıştınız Allah onları kurtarıp selamete erdirdi artık dönünüz…
ancak, ebu cehil dönmek niyetinde değildi başkalarının da geri dönmesine rıza göstermeyerek şöyle konuştu vallahi bedir`e varmadıkça dönmeyiz orada üç gün kalırız
develer boğazlayıp, yemekler yeriz şaraplar içeriz cariyelere şarkılar söyleterek eğleniriz başımıza toplanacak araplar bizi dinler ve seyrederler bundan sonra hep bizden korkar dururlar haydi ilerleyiniz…
müşrik ordusu bedir`e doğru ilerlemeye başlarken haberci ebu süfyan`ın yanına dönüp kendisine anlattı durumu ebu süfyan bu haberden memnun olmadı
yazık oldu kavmime bu amr bin hişam`ın,ebu cehil`in işidir dönmek istemedi o, bunu halka baş olmak sevdasıyla yaptı azgınlık, eksiklik ve uğursuzluk getirir…dedi şu son cümlesiyle dile getirdi endişesini eğer, muhammed`in ashabı, onlara rastlarsa işleri tamamdır
ebu cehil`in bütün şirretliği ve kışkırtıcılığına rağmen ordudan ayrılanlar oldu ahnes bin şerik müttefiki bulunan zühreoğullarını ikna ederek beraberce mekke`ye döndüler. daha sonra bunları hz. ömer`in kabilesi adiyy bin ka`boğulları takib etti
müşrik ordusuna haşimoğulları da katılmıştı kureyşten bazıları kendilerine vallahi, ey haşimoğulları iyi biliyoruz ki sizler her ne kadar bizimle sefere çıkmışsanız da kalbiniz muhammed`ledir. deyince ebu talib`in oğlu talib de bir kısım kimselerle birlikte geri döndü
peygamber efendimiz, mücahitlerle safra yakınındaki zefiran mevkiine vardığında kureyşin büyük bir ordu ile gelmekte olduğunu haber aldı böyle bir hareketle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerinden bir anda ne yapmaları gerektiği hususunda karar veremediler
zira, niyetleri harp etmek değildi bunun için bir hazırlıkları da yoktu üstelik alınan istihbarata göre müşrik ordusu hem sayıca çok hem silahça onlardan üstün idi
resul-i ekrem, ashabını topladı kervanın takip edilmesinin mi yoksa müşrik ordusuna karşı çıkmanın mı daha uygun olacağı hususunda onlarla istişarede bulundu
bir kısım mücahit kervanın takib edilmesinin uygun olacağını ifade etti. peygamber efendimiz, bundan hoşlanmadı o sırada, hz. ebu bekir ile hz. ömer söz alıp müşriklerin üzerine yürümenin onlarla harbe girmenin daha muvafık olacağı hususunda konuşunca, peygamber efendimiz (a.s.m.) bundan memnun oldu
daha sonra ensardan mikdat bin esvet hazretleri şöyle dedi ya resulallah …Rabbim sana neyi emrettiyse onu yap vallahi biz israiloğullarının hz. musa`ya dediği gibi git Rabbinle beraber düşmanlara karşı çık biz buradan kımıldamayız tarzında … bir söz söyleyecek değiliz biz sana tabiyiz.
feragat ve cesaret timsali bu sahabinin sözlerinden oldukça memnun olan resul-i ekrem kendilerine hayır duada bulundu
bu konuşmalardan sonra, kararın ne mahiyette verileceği artık anlaşılmıştı ensarın da bu hususta görüşünü almak gerekiyordu çünkü, onlar medine dahilinde peygamberimizi koruyacaklarına dair söz vermişlerdi şimdi ise şehrin dışında bulunuyorlardı
resul-i ekrem onların bu konudaki görüşlerini sordu ensar namına sa`d bin muaz hazretleri söz aldı ve şöyle konuştu
ya resulallah … biz sana iman ve seni tasdik ettik bize getirdiğin şeyin de hak olduğuna şahadet ettik bu hususta dinlemek ve itaat etmek üzere sana kesin sözler de verdik
ya resulallah nasıl bilirsen, öyle yap ,biz seninle beraberiz seni hak dinle gönderen Allah`a yemin olsun ki sen bize şu denizi gösterip dalarsan biz de seninle birlikte dalarız bizden bir kişi dahi geri kalmaz biz düşmana karşı varmaktan çekinmeyiz muharebe anında geri dönmeyiz Allah`ın bereketi ile yürüt bizi…
karar artık kesinlik kazanmıştı bir avuç mücahit her şeye rağmen kendilerinden gerek sayıca gerekse silahça kat kat fazla olan müşrik ordusuna karşı koyacaklardı onların sayıca çokluğu silahça üstünlüğü kahraman sahabilerin gözünü korkutmadı
kur`ân`ın ifadesiyle ‘ölümün ağzına girmeyi’ seve seve göze alıyorlardı onlar, Allah`ın yardımına güveniyorlardı Allah için mücadele vereceklerinin idrakinde olarak din sahibinin yardımını esirgemeyeceğine gönülden inanıyorlardı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bin siyah susku çöküyor şimdi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bin siyah susku çöküyor şimdi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Harika... İhlas dolu yürek sesi,Alemlerin sevgilisi Peygamberimizin (s.a.v.) kutlu hayatına,yaptıklarına ses olup yola çıkmış usta anlatımlı kaleminiz değerli dost sn.redfer. İmren ve iştiyakla okuyorum,takip ediyorum. Gönlünüz var olsun. Selam ve saygıyla,esenlik dilerim.
Çok güzeldi,çok acıklı, çok doğru, sevgi ve iözlem vardı, Hakikat vardı, o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
ihlas adına dini İslam için çok değerli katkılar sunan yüreğinizi kutlarım dost. Anlam ve duygu yoğunluklu bu çok mu çok harika paylaşımını kutlar esenlikler dilerim...
İhlas dolu yürek sesi,Alemlerin sevgilisi Peygamberimizin (s.a.v.) kutlu hayatına,yaptıklarına ses olup yola çıkmış usta anlatımlı kaleminiz değerli dost sn.redfer.
İmren ve iştiyakla okuyorum,takip ediyorum.
Gönlünüz var olsun.
Selam ve saygıyla,esenlik dilerim.