GüLüNCe aĞZıMıN KeNaRLaRıNDa MeNeKŞeLeR aÇaRDı BeNiMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Yanağın yanağıma değdiğinde göğsümden kelebek sürüsü geçmişti " Diyen şair kadar güzel şiir yazmak istemiştim bu gece Olmadı Başaramadım .... Beni bağışla kendim Mutluluk bizden uzaklaştı yine Gecenin bu vaktinde Belki bir kirpi yavrusu çalar kapımızı Besleriz sevdiği minnak bisküviler ve elma dilimleri ile Yanında kıtır cips de cabası Ve unuturuz hüznün bangır bangır çalan siren sesini bir anlık da olsa Hani umut var ya umut Maviyle karışık biraz yeşile dönüşen Sevinçten kağıttan gemiler yüzderen Uçurtmalar uçurtan İşte o delice coşan umut alabora oldu ruhum Kanatlarım yok ki kelebek olup yanağıma konayım Bir güzel öpeyim uf olan canımın taaa içerlenen içlerinden Sonra sadece dizim kanamıştı deyip saklambaç oynasam Bulsa sevgili yarim çıkartsa beni hazan yaprakları arasından Gözlerimi kapatıp küçükken annemin anlattıĝı masallara yine inansam Ağlayınca gözlerimde çimenler büyüyormuş benim Kendi kendime kendim demiştim Evvel zaman içinde kalburdaki ahvalimi görünce Sene bilmem kaçtı Henüz babamın biricik prensesiydim Çığ düşmemişti gülücüklerimin üzerine O renge çalıyor şu an gözlerim Gamzelerim Farid Farjad’ın ağlayan kemanını dinler gibi boynunu bükmüş Babamın duvardaki masum fotoğrafından daha da masum Ama ben masumum hayat diyemiyorum Çünkü bütün suçları ben işlemişim gibi hüküm giyiyorum bugün Artık idam edin beni şiiirlerimle ve doğruluğumla Yazmaktan vazgeçeyim Gideyim dilimin dönmediği Kalbimin atmadığı Dokuz köyün birinden kovulmayacağım diyarlara Sonra..... Sarhoş olup kendimi bir nehrin kenarında unutayım Kaval elimde koyunları , kuzuları otlatayım Çakır keyif haliyle mutluluk pozu versin rüzgarla dans eden saçlarım Üstüne bir de köpüklü acı bir kahve nasıl iyi gelmez ki Malum acı acıya yârendir Sanırım göbek bağımı kâhırla kesmiş annem Ki,, gülmek haram olmuş bana şu üç günlük dünyada .... Oysa ki gülünce ağzımın kenarlarında menekşeler açardı benim Minik minik yağmur damlalarıyla sulardım onları rahmet melekleri eşliĝinde En çok mor menekşe başını uzatırdı Nilüfer’in şarkısını her dinlediğimde Saçlarıma papatyalar kendi eliyle taç takardı imrenirdi cümle âlem Uğur böcüşleri yarış yapardı avuç içlerime konmak için Yeminle ay dede bile karanlıktan korktuğumu bilir tutardı ellerimden Ne zaman hüzün bulutu kaplasa içimi gökkuşağı bağrımdan gülümserdi Martılar tüylerinden yastık yapardı öksüz başımın altına Minnacık sevinçleri çarpa , böle , toplaya , çııkara mutluluk denklemleri kurardım Kendimle barışık yaşamayı öğrendiğim Ve kendimi çok sevdiĝim için.... 20/Kasım/2022- 23:25 Ps: Geçen kış gerçekten bir kirpi yavrusunu besledim minnak bisküviler vardı evde . Birde elma yiyordum onunla paylaştım çok sevdi ...O anıları hiç unutamam . Hele de cipsi elleriyle tutup katır katır yemesi ömre bedeldi.. nagihan |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...