İçinin kıymeti yoktur bu çağda
Gayrı tüm sevgiler dışa be oğul
Hangi göz kalır ki çürümüş bağda?
Hangi kar yakışmaz kışa be oğul?

Fakiri görürsen verme selamı
Doğrunun lehine etme kelamı
İyilik ettikçe buldum belamı
Kötülük eyleyip yaşa be oğul

Ne tatlı dilli ol, ne cana yakın
Daima riyâkar tavrını takın
Kimseyi çıkarsız dost etme sakın
Alırsın belâyı başa be oğul

Sağır ol vicdana, nefsini dinle
Doldur hep kalbini nefretle, kinle...
Öyle ki bunları bölsen de binle
Sığmasın dağlara, taşa be oğul!

Hakîkat yolundan saptığın zaman
Paraya, makama taptığın zaman
Üstüne haccını yaptığın zaman
Kimseye olmazsın maşa be oğul

Hataya düşeni hor gördüğünde
Sevâba girmeyi zor gördüğünde
Bir avuç rahmeti kor gördüğünde
Niceye olursun paşa be oğul

Secdeyi aksatma kulun büstüne
Varıp da gül kokla gülün üstüne
Kazığı hazır tut cümle dostuna
Yem eyle kurt ile kuşa be oğul

DİLİZÂR misâli olmaktan utan
Günahsız tek nefes almaktan utan
Her şerde bir hayır bulmaktan utan
Sabırla beklemek boşa be oğul...