6
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
903
Okunma

Gitsem mi yangın olur kalsam mi
Yüzü gün görmemiş bir yenidoğan kadar sarı
Soluk bir bahar bu...
Vuslat olmuş özgürlük
Deli gibi çağırıyor beni
Gel gel diye fısıldıyor bitmek bilmeyen bir iniltiyle
Yüreğimin mavi hasreti
İçimdeki menekşeleri solduran fırtınalar
Siz misiniz suçlu yoksa ben mi
Umut vadetmeyen bir bahar
Can kırıkları batıyor her iliğime
Sarmıyor hic bir gazlı bez
Kanlı yaşlarımı
Ağır geliyor yüreğim
Koca bedenime
Çare-siz-lik kokuyor dört bir yanım
Kalbim
Çember olmuş ateş içinde
Bu havada gidilmez diyor bir şarkı
Etimi çiğniyor sanki bu düşünce
Gitmek mi kalmak mı
Güneşli günde mi yagmurlu günde mi
Ahhhh bu ikilem !
Büktü sanki bileğimi
Eline aldı tüm dizginlerimi
Göğüm bile yetim şimdi
Hoyratça ;
Kendime ağlıyorum sessiz sessiz
Uykularım karabasan
Ellerim de inatla titriyor
Tuttuğum sigaramın dumanı bile
Yol çiziyor tuvaldeki resim gibi
Özgürlük diye!
Gözde yaş olmadan da ağlarmış insan
Öğretti zamanın ta kendisi
Ayrılığın gözünden öpüp
Eyvallah diyesim
Akşam sefası gibi açasım var
Delice bir yangı bu
İbre ayrılık vakti diyor hala
Susmuyor işte
Tekrar ediyor kendini
Kısır bir döngü gibi
Usul usul siliyorum gözümdeki yaşları
Parçalarım dağılmış her bir ağaç dibine
Teker teker bulup
Gömüyorum içimdeki
Yalancı baharı
Yanan bir gaz lambasının cılız ateşiyle
Teselli muhabbetlerde arıyorum
Ümit etmeyi
Şimdi
Kupkuru çöl gibi
Yüreğim de kurudu
Sona geldim
Bitiyor artık zulüm
Bir fotoğraf karesi hafızamda
Gülümsüyor uzaklardan
Yelkovan kuşu
5.0
100% (14)