Sahilde..Geçen geçmişi gelecek olan gelecekle onarabilirmiyim diye buyur ettim dün Boşa koy doluya koy yok yolcu ettim sonunda Dedim sen sağ ben selamet .. Anı yaşamaya koyuldum ki Aklım mesaj atıp durdu.. Şöylede böylede Yay gibi oldum .. Ve dört nala başlayıp Aheste yağışlarıyla durulan yağmurların ardından koştum sahile Sabah güneşi bir görünüp bir kaybolurken Soluk soluğa dalgalar Kasisden gecen araçlar gibi hopladı durdu denizde. Ayri ayrı yığınlar halinde Kuzey yönü bir grup bulut svalbard ada misali hafif kış rengi ve güneşin kendini ağır sattıgı zaman dilimindeydi rengi saatlere göre değişti... Öğlen güneşiyle beraber ekim çiçekleri açtı şehirde.. Toprak kokusu olmasa Yeşiller coşmasa Sehrin yüzü ışıldamasa kim inanır yağmurun buluttan ayrıldığına.... Harikaydi hava.. Bir an gözlerim bir tanıdığa rastlıyor.. ne zaman görsem kahverengi. Yüksek güvenlikli f tipi kendine tutuklu kadın yavaş yavaş yürüyor yine sıkıntılarını düşüre düşüre Şöyle bir sirkelense Dut gibi dağılacak sanki dört bir yana.. Denize arkasını dönüp oturuyor.. Ne yazıp duruyorsun diyorum kendime Seninde bugün içinde telaş bandosu var Ucu açılmamiş kaleminle çektigin gözlerin iki gidişli yol gibi Biraz vızırdasan.. Zift dökülmüş yola benzerdi yüzün Allahtan altını bağladım gözlerimin Başıma da bandana Kahramangillerden echantress mistik Karakterini ben sanıp korkup geri durabilir insanlar.. Neşeminde ön iki dişi eksik anca sırıtabilirim .. Ayrıca pandada sanabilirler:) Limana yanaşian martıların çığlığı ile Ürküyorum birden bende Adalara yol almakta olan gemiler gibi.. Bir yolcu biniyor bugünümü andıran Bir yolcu iniyor gülerek dünümü hatırlatan Bir çocuk kosuyor muzur.muzur Çok neşeliyim bende bugüm dün gibi... Ne neşesi be Bir dokunsalar bugün Dökülür dallarindan seninde dutlar gibi... Dut demişken.. Eve dönerken dönüşü hesap edememiş Bir kaç yorgun göç kuşu ebabiller Dut yemiş bülbül..gibi oturuyordu Agaç dalında.. .. |
Her gönlü mutlaka, biliyor Hüda
Hepinizi ona, emanet ettim
Hakkım helal size, dostlar elveda