İnecek vardı oysa inmedinSeni eski bir hikayeden hatırlıyorum, ruhumu ezip geçerken sesin yok yok bir hikaye değil bir rüyadan hatırlıyorum ben seni. Sabah ezanı öncesi günlerce an gibi aklımda kalmıştı. Karşıya geçmek için ışığın yanmasını beklerken duran otobüsün bilmem kaçıncı penceresinden uğultulu bir rüzgar gibi ruhumu saran bakışların ve hafifçe çevirince yüzünü gördüğüm yanık izi… Sanki bir kibrit kavına doğru koşmuş sanki bir alev ciğerime düşmüş sanki asırlık bir acı omuzlamış da vebasını üstüme üstüme geliyor du. Hangi ışık yandı hangisi söndü bilemedim . Ne uzun du ne zor ben o yolu karşıya geçemedim inecek var diyordu bir ses iniyor muydun , bana mı sesleniyordun anlamını bilemediğim bir dil miydi O gözlerime taşınan bulutlar yağmuruna direnç gösteriyordu ışıklar yanıyor ışıklar sönüyor sen gidiyordun… inecek vardı oysa inmedin, biliyordum rüyaydın ama kulaklarımdan kalbimden hiç gitmedin… Rüyamıydı o eskimeyen bir hikaye sanki… Sanki.., |