Hatıralar
Sokakların dili olsa, kavuşamayanları konuşurdu.
Kaldırım taşlarıysa, bekleyenleri. Beklemeye talip olanları. Gecelerin dili olsa özleyenleri konuşurdu. Özledikçe özlemi dem tutanları. Ağaçların dili olsa üşüyenleri konuşurdu. Üşüdüğünde paltosunu çıkarıp verenleri. Mevsimler dile gelse, sevenleri konuşurdu. El pençe divân olup sevenleri. Ve sevmeyi bilenleri. Ve mezarlıkların dili olsa, unutulanları konuşurdu. Mezar taşları ise unutanları... |