KAHIR
Ben ki dayanırdım dayanılmaza,
Eğer sen olsaydın yanı başımda, Sana gökyüzünden yıldız toplardım, Aşkı anlatırdım şarkılarımda, Ayrılık olmazdı, keder olmazdı, Bu ömrüm gurbette heder olmazdı, Her geçen dakika büyüyor hüznüm, Dudağım, ellerim, yüzüm üşüyor… Ruhum ki; karanlık kuyular gibi, İçine eğilip bakamıyorum, Yıllar eridikçe korkum büyüyor, Gitgide artıyor endişelerim, Bir deprem sarsıyor duygularımı, Trenler bölüyor uykularımı, Sağrıları köpük kan ter içinde, Gönül coğrafyamda atlar koşuyor… Pişmanım, üstümde kokun olurdu, Keşke yakmasaydım mektuplarını, Şimdi yaşadığım, kana susamış, Sanki bir bıçağın keskin yüzüdür, Karşı tepelerden bir ay doğuyor, Hüzzamla geliyor erguvan akşam, Karşımda hayalin ne yana baksam, Acı hatırandan izler taşıyor… Kuşlar söylemiyor türkülerimi, Soluyor içimde binlerce çiğdem, Acıya tutundum, gama yaslandım, Yaşadığım kahrı sen bilmiyorsun, Bir zehir yürüyor damarlarıma, İşte gözlerimde başladı yağmur, İşte, gökyüzünün soldu mavisi, Üstüme bin tetik birden düşüyor… |