KERVAN YÜRÜR
KERVAN YÜRÜR
Yol üstündeyim Yürüyorum… Bir çığlıktı ilk sesim; Menzilimin başında Çilelerin kaporası mıdır nedir; Bilmiyorum… Düşe kalka yürüdüm yıllarca Bazen yoruldum, duruldum; Bazen sürüm sürüm süründüm. Burnumu sürttüm taşa toprağa Burnum sürtüldü Sürüldüm… Kimseyi görmeyen gözüm Hülyalar görür oldu Rüyalar deryasında yüzer oldum. Gözümü açtım Gözüm açıldı; Aksakallı, ak saçlı Simalar gördüm! Sonra sesler duymaya başladım gaipten; Sala sesleri… Ardından aşina esamileri… Fark edemedik Tökezleyip düştüklerini Can dostumuz düştü yere; Kaldıramadık… Sonra teker teker düşmeye başladı yoldaşlarım Kervan üzülmeye başladı Üzüldük; Üzüldü kervan… Kervan yeniden düzüldü. Yol uzadı yolcular uzadı… Yeni yolcular, Yoldaşlarıyla yola devam etti. Kervan yürüyordu… Bir ben kaldım kendime Bu uzun yolda tek; Çaresiz, garip, perişan... Yoldaş olmaz oldu yoldaşlarım Hepsi biçare, hepsi kendi kendine… Her gün biri bir yerde Birer birer düştüler. Sanki artık düştüler… Bakar dururum yollara Önde kimler var diye Azalmış öndekiler Ön saflara gelmişim Bunca yıllık ömrümü Acep neyle delmişim? Yol önümde uzarken, Kervan bir bir üzüldü? Arkamda yeni kervan Ardımca hep düzüldü… Hem önden giden yolcu Hem de ardımdan gelen Aynı yolda yolcular. Önümüzden gidenler Bizim için kolcular… Şimdi Hakk’a koştular. Dün bu yola düştüler Kervan yolda düzüldü Birer birer düştüler Sanki bize düştüler… 26.11.2010 |
*** KERVAN YÜRÜR *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...