Tıkıldım dar koğuşa Yıldız koparttım ana Küfrü nimet bilince hana İşkence beynamaz cümbüş Taştım katli diyara Gün tepeme dikilince Okun-dum De git başımdan Altın pencere yansıma Tahta sofamda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇİNGENE... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇİNGENE... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hayalin-düşün-gerçeğin kadar imgesel ve zengin dize yapısı ile mükemmel bir şiir.Kutluyorum seni bundan sonra daha sık uğrayacağım sayfana çok etkilendim.
ayın şavkına tükürüp gidenlerin çingeneye minnetleri olmadığı içindir ki hayata da bir tekme vurup giderler arkalarında sadece umutlarını değil sorgulanacak birde dünya bırakırlar...
döşümüzdeki acıların alaca şafağında ise birde güneşe tükürecekler... çokkkkk güzeldi ama sevgi dost... ...
bir yorumu yollayamadım..erinmedim bir daha yazdım onuda alicengizin sayfasına yazmışım... ihtiyarlık işte)))))
Vedaları öğrenmek, ölüm gibi. Sonra uzanmak, öz ölüsünün yanıbaşına. ... Kadın ölüsü düğün hergeleye Âma d/üzde (çok çok uzun bir konu ile açılmış ve Şiir bundan ibaret.) Saygılar.
Tıkıldım dar koğuşa Yıldız koparttım ana Küfrü nimet bilince hana İşkence beynamaz cümbüş Taştım katli diyara Gün tepeme dikilince Okun-dum De git başımdan Altın pencere yansıma Tahta sofamda
küçükken yağmuru tükürük sanırdım ve bir yerde ağzımdan kaçırdım yedim köteği, anladım meğer hayat ıslak ve bayatmış, ama ben hiç ıslanmadım!..
TEBRİKLER!.. sende şiirlerinde çok özel, en çok Ankara toplantısına gelip seni tanıyamadığıma yanıyorum inan bana...öptüm yüreğinden can...sevgilerimle...
HABİBE.....................................: kurdelaya alışmıştım önce ona baktım bu şiirin kurdelası gönlümüzde şiir tadında şiirdi kaleminiz susmasın güzel güzel şiirlere...Hoşçakal.
Hayatım boyunca hep izledim. Çocukken gelirlerdi atlarla, eşeklerle, dünyayı yuvarlak diye onlar sadece bildikleri için istedikleri yere konaklarlardı, on çadır,onbeş çadır. Kara gözlü çocuklar bir anda bütün köyü kuşatırdı,bulgurdan,yağa;ottan,samana... Boş dönen olmaz çadırlara akşama. Sonra devir onlarıda çarptı! Atlı arabalar,minibüsler... Bindallılar yerini,sarı gömlek,kavun içi kazak,pantolon... Erkekler siyah pantolon ve en çok beyaz gömleğe vuruldular. Kalem,kağıt girdi dünyalarına bozuldular... Doktorları, hemşireleri,memurları oldu her daldan. Çin gibi biribirilerinden uzakta kalanlar oldu.Yadırgadılar onları. Sonra evler yaptılar pembe boyalı ama,yıldızları,ayı ve güneşi hala kimseye kaptırmadılar. Dünya artık onlar için yuvarlak değildi. Çünkü bu yanda yeni keşifler vardı onları daha çok üzecek. Bu hayatın ciddi bir felsefesi vardır. Felsefesizlik... Nafaka,ömür,hayat,gün gibi yirmidört saattir. Raks ve mey...Çingenem Hey!...Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 8/31/2008 1:11:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
.. ne çok raks ediyor çıplaklığın ateş alazı sükut bedenine değdikçe merasim bölüğü zerk ediyor keyfin zehrini kimbilir kimin tefinde kimin defininde el pençe divan uzan göğsümde bıraktığın beni al bir de ben/i...
...kadın büyüsü bozula,iki yakasıda kapana,iki yaka dan üç tutam aşk alına,susuz havanda dövüle,dövüle dövüle böğrüne çingene yazıla, üç aşkın biri mecali olana,biri her kime diye gelip okuyana,üçüncüsü mü?:))))