Teşni
Teşni
Deniz soludum Mavi kuraklığında bir gökyüzü Sen renkli giyinirdin ’En azından bir zamanlar ’ Erken çıksam akşam düşer aklıma Serin çekiyor gölgeler Güllerin kokusu seherde rüzgarla Sular gibi uzaklaşıp Attığım kağıttan kayık gözden ’Yıkanmıyormuş ya aynı suda’ Kuyular acep hep aynı mı Kuyu suyu uyur mu Yüreğin gömüldüğü bir kuyu mu Ne çok kuyuyum Gayya kuyusu Yusuf kuyusu Bu çağın kervanları yok uçaklar yüksek uçar ’Demir çelik mertliği bozunca’ Herkesin bahçesi kendine Gül diken Dala konarsa bülbül içerleme Karga hep toprak eşer Kendini serçe belleme ’Her can bir canavar, görünse de melek yüzlü’ Kendimi kuruyorum Ne kadar bozarsan boz Bir kez de olsa doğruya kavuşacağım Kavuşunca bozulsam Taş bile ayni yerde kalmıyor Her niyet bir kıyamet ’Her kötüye bir iyi, her iyiye bir kötü karışır’ Coşkûnî |