Hangi Alemde Gezer?
Hangi Alemde Gezer?
Şu dolunay Mehveş’im ne zaman akla düşer, Ruhumun bulutları meçhul halimde gezer. Afacan hücrelerim koşarken üçer, beşer… Esir düşmüş yüreğin izi kalemde gezer. Sabahın ışıkları saçını yalar iken, Kahverengi gözleri elaya çalar iken, Yoğunlaşmış duygular derine dalar iken, Ney’in naif nağmesi hangi alemde gezer? Uçuşan lüle saçlar geninden haber verir, Süt beyazı tenine dokunsam aklım erir, Dönüp bir nazar etse kanım beynime yürür, Aşka davet kokular sanki lalemde gezer. Manevi ikliminde tesettüre bürünmüş, Şeytanı şerden uzak, temizlenmiş, arınmış, Sonsuz alemi bekler; ha bu gün ha yarınmış, Dünya gözüm görmedi, fakat dilimde gezer. Zülfün telini gördüm: Az siyah az kestane, Saki meyin sunmadan nasıl oldum mestane? Ne Züleyha, ne Leyla girmedi bu destane, Vuslat uzak dediler, düşüm elimde gezer. İki tatlı kelamı duysam unutur muyum? Bir umut olmasaydı kalbim avutur muyum? Düşüm, hayat sebebim; asla uyutur muyum? Ne yana yolum düşse, O hep solumda gezer. Mustafa Hoşoğlu |