SORMAZSIN YA...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Liseli yıllarımda çok sevidğim, lâkin vuslata eremediğim, şimdilerde benim gibi ihtiyarlamış yürek yarama yazdım ve kimselere vermeyip kendim seslendirdim kalp ağrımı.
Belki de bu, sana yazdığım son mektubum olacak, Cevapsız bırakacağın" diye, yazmıştım ya, Yanılmışım... Yine sana mektup yazıyorum işte, Radyoda Emel Sayın, "Toprak çağırmadan gel" diyor, İster gelirsin, istersen gelmezsin, ben artık "gel" demiyorum, Senden başka kimseyle de konuşmuyorum. Zaten pek gelen giden de yok, Tek tük konuştuklarımla da üç-beş kelimeyi geçmiyorum. Onlar da bazen gülüp geçiyorlar, Bazen de, bakıp bakıp acıyorlar hâlime, Yok, yok, sen üzülme... Üzülme sakın, Öyle acınacak bir derdim yok senden başka, Benim sitemim, yüreğimde mahzur kalan aşka. Sormadın, bundan sonra da sormazsın ya, "Nasılsın" diye sorarsan beni, Çok şükür, yine bilmediğin gibiyim işte, Çayımı demleyip, zeytini peyniri masaya koyabiliyorum, Hattâ bazen, sahanda yumurta, Soslu makarna bile yapabiliyorum, Biliyor musun? Aslında yapamadığım tek şey, Hasretine katlanmayı öğrenemedim nedense. Bir de, ara sıra kapının zilini çalıyorsun, Terliklerimi giyip, kapıyı açıncaya kadar, Bir anda kapının önünden kayboluyorsun. İşte buna çok üzülüyormuşum, Yani, komşularım öyle söylüyor, Zili kimse çalmıyor, ben hayâl görüyormuşum. Nerden, nasıl gördüler bilmiyorum ama, Onlar da öğrenmişler hayâlinle yaşadığımı. Amaaan, varsın, öğrensinler, İster hayâlinle yaşarım, ister hasretinle, Ben böyle mutluyum, tek başıma kendimle. Tek başıma dedimse, yapa yalnız değilim ha! Hep beraberiz biz takkem, tespihim, seccadem, Ve bana, şah damarımdan daha yakın Rab’bimle. Sormazsın ya; "Nasılsın" diye sorarsan beni, Bilmediğin gibiyim işte, Bilmeni istedim, Sadece bil... #aslanyılmaz#sürgünadam# |
Gönül telin susmasın.
Kalemin Yüreğin var olsun.
Tebrik ederim
Selamlar,
Sevgiler.