GİDİYORUM BU ŞEHİRDEN
GİDİYORUM BU ŞEHİRDEN
Ne zaman karıştırsam eski resimleri, Gözlerim hep gözlerine mıhlanıp kalıyor. Sanki karşımdaymışsın gibi, Yorgun kalbimin atışları hızlanıyor. Yitik düşlerimi arıyorum bakışlarında, Kırık dökük hâtırâların arasında, Beraber dinlediğimiz şarkıları buluyorum, Sûzidil notalar, gidişine ağlıyor kulaklarımda. Ayıptır, yazıktır, günahtır, unut bitsin, diyorum, Zavallı ahmak yüreğime söz geçiremiyorum. Ne kara sevdaymış, kararttı gülüşlerimi, Sorgusuz-suâlsiz, duruşmasız-mahkemesiz, Verdi hükmünü, önce kırdı kalemimi Sonra, bakışlarıyla gözlerini gözlerime, Ümitlerimi de hapsetti nalan yüreğime. “Müebbet” yazdı, silinmez kalemle defterine, Bu ne vicdansız karardır ey sevda! Ne hâldeyim, nasılım, dönüp bakmadı bir daha, Şimdi, yorgun yılları yükledim vefasız yollara, Demir alıyorum artık bu eski rıhtımdan, Açtım yelkenleri yüzüyorum, sonsuz maviliklere, İçimde, alıştığım bir tadımlık yürek sızıntısı Ve senden kalan, kafiyesiz, ölçüsüz birkaç mısra Kalp çarpıntısıyla gidiyorum bu şehirden. Senin olsun bundan sonra yazılacak bütün şiirler, Sana bestelensin vuslat notalarıyla bütün güfteler, Mevsimlerin hep bahar, hep yaz olsun, Aşk dolu yüreğinde hep sevda gülleri koksun, Hazan görmesin yüzünde âsûde gülüşler, Bırak bende kalsın, mazinin derdi çilesi. Sana saadetler dileyerek gidiyorum bu şehirden. #aslanyılmaz#sürgünadam# |