LEYLÂ'DAN MEVLÂ'YAZemheri ayazlarıyla üşüyen, mahzun gecelerde, Sararmış hasretini seriyorum yatağımın üstüne, Sana sustuklarımla dolu yastığıma koyuyorum başımı, Hatıralarımıza sarılıp yatıyorum soğuk odamda, Zıpkın yemiş rüyalarımda seni arıyorum, Yokluğunun kâbusuyla bölünüyor uykularım Can çekişen sabahsız gecelerimde. Bakışlarından yâdigâr kalan hüzünlerin, Bitmeyen elemiyle uyanıyorum her şafakta. Gündüzleri vuslat hayâlini sarıyorum yüreğime, Bizi arıyorum sevdanın buz tutmuş sokaklarında. Poyrazmış, tipiymiş aldırmıyorum, Kokunu dolduruyorum her esen rüzgârdan, Hasretinden bîzar, dumanlı ciğerlerime. Hayâllerimizi, ümitlerimizi yıkan bu şehrin, Yürümekten aşınmış yorgun kaldırımlarında, Yanan yüreklerin dumanıyla boğuluyorum , Görmeden bastığım ihanet çukurlarında. Mâtemimle, metânetimin boynunu kırıyorum, Ya sonra? Sonrası yok işte! Ağlayan notaların hüznüyle kahroluyorum. Adımladığım yollar, çıkmaz sokaklara götürüyor beni, Cumbalı evlerin pencerelerinde, zikir tespihleri çeken, Dili duâlı asırlık ninelere soruyorum adresini, Gören, tanıyan, bilen yok benden başka, seni. Sırra kadem bastığın kayıplar coğrafyasında, Seni ararken kayboluyorum, yokluğunun zindanlarında. Yok Leyla yok! Vaz geçtim artık, aramıyorum seni, Unutalım gitsin, sen de beyhude bekleme beni, Aşkın kanatlarında, baharı yaşadığımız günleri, Hatırlayıp da bir gün, sakın ha, sakın dönme geri, Tarık gibi çoktan yaktım, benden gittiğin gemileri. Durdum... Durdum... Duruldum artık, İlâhi aşkın, saadetini yaşıyorum şimdi. Dönüp de mahzun etme âsûde kalbimi Geçtim âlem-i ervahtan, Dönüp de, Mevlâ’ya zelil etme beni, Mevlâ’ya zelil etme beni... #aslanyılmaz#sürgünadam# |