ToPRaĞa BoYaNDı KaDıNGüneş yedi kat göğün derinliklerinden Süzülürken yerin kulağına Aşkı fısıldıyordu bir seher vaktinde İnce ince düşen Nisan yağmurları Aşk nağmelerine dönüşüp Yıkıyordu ruhunu İlk kez aşık oluyordu Kadın ve renklere dokundu... Aşk kokuyordu Kadın Gökkuşağı gülüşünde gelmişti Adam Islak ıslak üflemişti yağmur sesini kulağına Yudum yudum içirmişti büyülü iksiri Gelincik tarlalarında Kırmızıya boyandı Kadın ve ilk aşk kapıya dayandı... Bahar kokuyordu Kadın Papatyalardan taçlar yaptı Adam Gül kokulu saçlarına Dünyanın en güzel çiçeklerini ekti yüreğine İlk cemre ellerine İkinci cemre dudaklarına Üçüncü cemre yüreğine düştü Cemreler arasında Yeşile boyandı Kadın ve ilkbahar kapıya dayandı... Hasret kokuyordu Kadın Her yere kokusu sinmişti Adam’ın Ciğerleri bayram ediyordu her seferinde Gelinlikler içinde Beyaza boyandı Kadın Özlem kapıya dayandı... Hayat kokuyordu Kadın Kanatlanıp uçmak istiyordu Adamla mutluluğa doğru Uçsuz bucaksız gökyüzünde Bulutların içinde Maviye boyandı Kadın ve mutluluk kapıya dayandı... -derken büyü bozuldu yıldırımlar düştü yüreğine Kadın’ın- Aşk kokmuyordu artık Kadın Kırılmıştı kolu kanadı Top mermisi şiddetinde sözleriyle Adam`ın Sadece sustu Keşke rüya olsa diye iç geçirdi Şöyle bir silkindi Kalbi durmuştu sanki Ağladı bayılana kadar Vuslatı hayal ederken Yokluklar içinde Siyaha boyandı Kadın ve ayrılık kapıya dayandı... Bahar kokmuyordu artık Kadın Tek tek soldu açmadan çiçekler Cemre düşmeyen yüreğinde Kar yanığıydı tüm bedeni Kırgınlıklar içinde Griye boyandı Kadın ve kış kapıya dayandı... Hasret kokmuyordu artık Kadın Evreni ayaklarına seren Sevdayı ilmek ilmek Yüreğine dokuyan Adam’ı Kaybetmişti sonsuza dek Yüzü soldu,yere düştü gamzesi Hastalıklar içinde Sarıya boyandı Kadın ve kara sevda kapıya dayandı... Hayat kokmuyordu artık Kadın Taşımıyordu ayakları Yere yığıldı kaldı Son kez okudu mektuplarını Son kez dokundu resimlerine Son kez içine çekti kokusunu Adam`ın Yedi kat yerin dibine Toprağa boyandı Kadın ve ölüm kapıya dayandı... Nagiş |