KANADI GÜMÜŞLÜ HAYALLERİMDE SAKARYAKarabulutlarla çarpışan hayallerimin parçaları, Öksüz kelimeler olarak düşer, yeryüzüne Bir huzur dolu verir benden arı, Kelimelerimden yeni cümleler ürer, Gökkuşağı oluverir aniden rengarenk, Çiçek çiçek, aşıkların dillerinde pişer, Aşk şarkılarında yaşar, bulutları öperek. Bir bebek sessizliğinde ki huzur varya, Ağır ağır edalı edalı akarken Sakarya, Öksüz ve kanadı gümüşlü hayallerim, Neşeyle iner Sakarya’mın toprağına. Benliğime işleyen kokusunda tütsü, ve dudaklarımdan dökülür türküsü; " Derenin bükleri ötüşür keklikleri hiç aklımdan çıkmıyor yarimin dedikleri." Oturdum koruya şöyle iyice bir, Oltalarımı attım göğsüne bir, bir, Bir sofra kurdum ki tam çilingir, Yaktım bir cigara, Karşımda bana hoşgeldin diyen, Dert ortağım Sakarya. Aşktır insanı insan yapan, Aşktır insanı muzaffer kılan. Daldım yine işte hayaller kuruyorum, Düşüncelerimi ilmek ilmek örüyorum. Uzaklardan gelen hızar gürültüsü, Bir kurşunmuş, örseledi göğsümü, Keklikler can havliyle havalandı, Bu acemi yürekte bir kuş tufanı. Damla damla gözyaşlarıyla, Serden geçip sürdüler atlarını, Koydular manevi yastığa başlarını, Damla damla gözyaşından, Sakarya’ydı canlanan. SAKARYA Kirlenmiş çamur ve dumanla, Soğuk aylardan birinin sabahında, Sesleri duyuluyordu kanlı dişleriyle uluyan, Yunan çakalları gelmiş Sakarya’m boyunca, Gün doğumunda, tank top tüfek silahlan. Dikildi karşılarına Anadolu’nun yiğitleri, Gürbüz yapılı, taş bakışlı, pala ve ateşli. Düşman gelmiş bütün hilkat kesilmiş lal, Helalimizdir Sakarya, namusumuz edilemez ihlal. Esiyor bir deli rüzgâr, titretmede gövdeni, Sinedeki aşk ateşinin sönmediği, gözlerinden belli. Asumanın göğsü karardı amma, çiğnetmeyiz hak-i ecdadı, Mehmetlerin yüreğini coşturmuştu Allah Allah nidaları. Anadolu’mun yiğitleri dikildi önlerine, Savaşıyorlar yine de Sulh-u Seferiyle. Bütün vadiden çağlayıp durdu düşmanın çığlıkları, Kimse görmüyor yarı insan, yarı toprak olanları. Sakarya’m, hüzünlerle kıvranan bedeninde, Göğsünün üstünde kurşun güzeli bir karanfille, * Yere düşen neferleri alıp gider Furkan-ı cennete. Anaların yüreğinde yürekkıran sessizlik, Sakarya’mın kırları dolmuş, et ve kemik. Öyle bir felaketti ki, yeryüzünden insanlığı süpürdü, Ak yüzlü Sakarya’mın bedeni, al al köpürdü. Bir ara savaş duracak gibi olduysa da, Uzaklarda düşmanın tank ordusu göründü. Vakit yoktu su içmeye, içtikleri tuzdu, Mehmet’imin damarlarındaki kanlar coşmuştu. Koştu, Mustafa Kemal koştu, Ufuklardan dağlara o ne gelişti o, Kıvrak küheylanı coşmuş, kükremişti o, Bir Çanakkale’ye, bir Sakarya’ya uçmuştu o. Kanatlarıyla göğün zırhını yaran bir atmaca gibi, ** Bir yiğit kartal gibi, dağlar kadar pençesi. *** Sakarya’mın yemyeşil vadisi oldu kıpkızıl gülşen, Kâinat bayram etti, dağlar taşlar ağaçlar şen. Yazsın evrendeki tüm kalemler zaferinizi, Bilsin dünya Türkün bükülmez çelik bileği, Uçsun göklerde umudun ve çeliğin güvercinleri, Gururla balkırsın Anadolu’nun yiğitleri. Aşktır insanı insan yapan, Aşktır insanı muzaffer kılan. Okumuş kimi memetler olmuşlar hekim, Kiminin göçmüş ana-babası kalmış yetim, Ne elde aş var, ne üstde üst baş Çoğunun durumu eskisinde de elim. Onbeş yaşında Yozgatlı Şafak, Daha ufacık çocucak, yeni yetme Çoğunun ayağı çıplak kundurası yok, Paçavra bağlamışlar çarık gibi az çok, Vatan için ölüme koştular o yaşta bile. Kimi düşman öldü korkudan Kimi ölümden kurtuldu, Kimi attı kendini Sakarya’ya, Kimi ağladı feryat figan, Farkları yoktu korkak sıçandan. Aşktır insanı insan yapan, Aşktır insanı muzaffer kılan. SAKARYA Senin çin düştüler mübarek göğsüne, Kıpkırmızı gül oldular birden bire, Ali yere düştüğünde eli havada asılıydı, Hasan’a bir şey demek için dudakları aralıydı, Hasan sımsıkı tuttu gardaşının gövdesini, elini, Ali köyü için yırtıp verdi kanlı gömleğini, Aynı köyden gelmişlerdi Hasan ile Ali, Köyün girişine asılacaktı Ali’nin şehadet gömleği. Böyle cesur yiğitler dünyaya gelmemiştir, Böyle kırmızı kalkan dünyada görülmemiştir. Dünya olalı görmedi sen gibi nazra-yi muğber, Kopsun kırılsın Sakarya’ma uzanan o kirli eller. Ah Sakarya ah, sen ne çileler çektin dinmez, Ne eziyetler acılar yaşadın bilinmez, Vur Mehmet’im namussuza vur, yık ez, Vatansız yaşamak yaşamaya değmez. O öyle bir kahpedir ki, eder milleti zillet, O öyle bir zillettir ki, millete yaşatır esaret, Sen Türk’sün, etme sakın kimseye minnet, Sen yaşat ki, yaşasın en sevgili millet. Anadolu’mun korkusuz gururlu yiğitleri, Sessiz, vakur, ciddi, ağırbaşlı ve gözleri mavi, Vur Ahmedim kahpeye acıma vur, yık ez, Esarette yaşamak, acı çekmeye billah değmez. **** Bu topraklar senindir, toprağa verilecek adın, Ağaçların yeşiline, gürül gürül akan ırmakların, Başakların, tohumların, rüzgarla ilkbaharın, Saçları dalgalanacak, genç erkeklerin kızların. Ve bir gün mutlulukla açacaklar küflü sandıklarını, Senin toprağında yeşerecek ve hissedeceksin, Genç bir gülün, genç bir güle değen sıcaklığını, Güller yazacak adınızı, ve onurlu savaşınızı. O analar ki bağırlarına taşlar basan, O analar ki buruk sevinçlerini kalkan yapan, Bayraklar gökyüzüne çekilir, marşlar okunur, Layiha kokusu vatandır, aşk diye tanınan. Aşktır insanı insan yapan, Aşktır insanı muzaffer kılan. Sakarya usul usul akar gece olunca, Yeşiller, sarılar, beyazlar ve kuşlar, Ay ışığı Sakarya’ma ufak ufak dokununca, Sakarya’m gök mavisi kızlar gibi düşler kurar. SAKARYA, Ben misafirdim burada, Sakarya ev sahibi, Gitmeden önce bana, Bir balık ikram etti. Hey güzeller güzeli Sakarya, Eski günlerine dönebilirsin artık, Ak Sakarya ak, Allaha ısmarladık, Geleceğimiz artık daha aydınlık. Kanadı gümüşlü hayallerim, Giderken Sakarya gibi uzaklara, Islanan şafakla beraber düşerler, Hayal kuranların bakışlarına. "Derenin bükleri ötüşür keklikleri hiç aklımdan çıkmıyor yarimin dedikleri yarimin dedikleri." Aşktır insanı insan yapan, Aşktır insanı muzaffer kılan. Daldım yine işte hayaller kuruyorum, Saçlarıma takıyorum düşüncelerimi, Toprağıma hükümlüyüm biliyorum, Bağrımdaki vatan aşkı üşütmez beni. Sakarya, gökyüzü durmaksızın sana bakar ya, Sana can veren yiğitler suyunda yıldız gibi parlar ya Yatağında kıvrıla kıvrıla rahat rahat akasın ya Nöbet tutarız başında sonsuza kadar ak Sakarya. ----- hak-i ecdadı = Atalarımızın bize kalan hakkı Sulh-u Seferiyle = Savaşta bile dürüst Furkan-i Cennete = Furkan cenneti Nazra-yi Muğber = Bir bakışıyla korkutan * Metin Demirtaş **-*** Refik Durbaş **** Ziya Gökalp ÜMİT NADİR ESİRCİ 05.08.2020 |