ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU
ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU
Ortopedi yoktu kırık çıkığa Sınık derdik biz onlara eskiden Arpa buğday ölçtüğümüz ölçeğe Şinik derdik biz onlara eskiden Teşt içinde çimer hasta olmazdık Sabun alır hiç şampuan almazdık Sauna, jakuzi nedir bilmezdik Yunak derdik biz onlara eskiden Toprağı eşerdik kazmayla belle Buğday savururduk harmanda yelle Akşam mahallede oynarken gülle Enek derdik biz onlara eskiden Sobanın başında sofra kurardık Bazen efkarlanıp tütün sarardık Dostlar ile lafın belin kırardık Hanek derdik biz onlara eskiden Baharla yeşerir idi göcekler Odunla yanardı odlar ocaklar Kalaylı bakırdı kaplar kacaklar Çanak derdik biz onlara eskiden Şeker katılmazdı kovanda bala Sinek yapışmazdı açmamış güle Yatmak için kuşun konduğu dala Tünek derdik biz onlara eskiden Hanım derdik, hatun derdik bayana Güvenmezdik sabun gibi kayana Söz namustu, söz verip de cayana Dönek derdik biz onlara eskiden Kerpiçtendi evler topraktı damlar Tarih kokar idi hanlar hamamlar Örtmeli evlerde kafes cumbalar Konak derdik biz onlara eskiden Somun derdik bakkaldaki ekmeğe Vur kaç derdik kapıdaki tokmağa Gayganaya bandığımız lokmaya Banak derdik biz onlara eskiden Yazın pilav’ınan cacık olurdu Kışın sırtımızda gocuk olurdu Kümeslerde tavuk cücük olurdu Pinek derdik biz onlara eskiden... Boncuklar takardık tahta beşiğe Yatak derdik serdiğimiz döşeğe Arabalar yoktu, ata eşeğe Binek derdik biz onlara eskiden Yolcu derdik erken kalkıp gidene Çoban derdik sürüsünü güdene Nurgül’üm emanet bu can bedene Konuk derdik biz onlara eskiden Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ |
Saygılar